Sen
kız kulesi gibisin ey yar, görünürsün ama sana ulaşılmaz.
sevgiliyle geçen her an bir başka değerdir anlatılamaz.
can canan ile olmak için ferhat misali dağlar deler ta derinden
ne güzeldir bir çay, bir kahve içmek dostun o güzel elinden
***
KK
sen beni öpersen belki de ben fransız olurum. şehre inerim bir sinema yağmura çalar. otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür. dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür. senegalliler dahil değil.sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır. çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi. o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin. hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin. yoksa seni rahatsız mı ettim? sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur. ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek. elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim. elbette gayet rasyoneldir attan atlamak. freud diye bir şey yoktur. sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim. belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma. bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün. yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.. haydi iç de çay koyayım.
şimdi mes'elâ yani Peygamberص yağmurun altında kim bilir ne güzeldir
Peygamberص yağmurda ıslanırken ne güzeldir
Peygamberص ıslanırken yağmur ne güzeldir
Peygamber’i çay içerken keşke görebilseydim
Peygamber’le oturup çay içebilseydim
Peygamber’le birlikte zeytin yiyebilseydim
Peygamberle oturup kalkmak ne güzeldir
Peygamberle oturup kalkmak en güzeldir.
Şah'a Kalkan Gemiler
Safiyetiyle demleyip,
Samimiyetiyle ikram edenin,
Sadakâtiyle eşlik eden bir
Dostun elinden çay içmek nasıl da güzeldir.
Ne güzeldir
Hesapsız kitapsız sevilmek
Karşılık beklemeden aranmak,
Bakışarak anlaşmak,
Söylemeden anlaşılmak
Ne güzeldir.
Ne güzeldir bir dostun tesellisi
Tatlı sözlerle kalbini ferahlatan sesi,
Tam dibe vurdum derken su yüzüne çıkmak
Bitti derken yeniden başlamak
Ne güzeldir.
Ne güzeldir yağmurun saçlarını okşaması,
Ortaya çıkan toprağın kokusu,
Rengarenk gökkuşağını seyretmek ne güzeldir.
Ne güzeldir balkondaki çiçeğinin büyüdüğünü görmek,
Bir sokak kedisine kocaman bir ciğer vermek,
Bir yaşlıya yardım etmek ne güzeldir.
Ne güzeldir fırından aldıgın çıtır çıtır taze ekmek
Birine kahvaltıya sana geliyorum, çay hazır mı demek
Dans eder gibi, neşeli adımlarla yürümek,
Ne güzeldir...
Yalnızca öptüm…
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Sadece öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
sen beni öpersen belki de ben fransız olurum
şehre inerim bir sinema yağmura çalar
otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-senegalliler dahil değil
sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin
-yoksa seni rahatsız mı ettim?
sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
-freud diye bir şey yoktur.
sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
-haydi iç de çay koyayım.
-ah muhsin ünlü-