Yine aşkı gömdüğümüz bir hikaye… Bu kadar dediğim dedik, burnu havada ve bencil olacak ne vardı ki Aziz Bey?
Beni en çok üzen kısım Aziz Bey ile Vuslat’ın evliliği oldu. ‘Silik’ ve ‘varlığına ihtiyaç duyulmadıkça ortaya çıkmayan’ söylemleri Vuslat’a yakıştırdıkça evlenme niyeti arttı Aziz Bey’in. Diğer türlü bir kadının gönlünü eyleyecek hali de arzusu da yokmuş. Evlendikten sonra yıllar geçtikçe bu düşüncesinin ne kadar yanlış olduğunu anlayıp vicdanı ve pişmanlığıyla yalnız başına kalsa da olan Vuslat’a oldu.
Kitabın başında aslında sonunu görüyoruz. Ayfer Tunç yine bi şekiller yapmış :) Olay örgüsü güzel ve akıcıydı zaten 89 sayfa çıtırlık bi kitap.
Okumaya değer.
Sabahattin Ali’nin ilk romanı olmasına rağmen gerek dil ve anlatım, gerek olayların kurgusallığı olsun her insanın kütüphanesinde bulunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Özellikle bazı betimlemeleri halen aklımda :)
9 yaşındaki Yusuf, Aydın’ın Nazilli ilçesinde anne babasının trajik ölümünden sonra Selahattin Bey tarafından evlat ediniyor. Yusuf’u kendi kızından ayrı tutmayan Kaymakam Selahattin Bey, onun gezme düşkünü karısı Şahinde Hanım ve kızları Muazzez ile birlikte yaşamaya başlıyorlar ve olaylar bundan sonra gelişiyor. Yusuf ile Muazzez’in Nazilli de başlayıp Edremit’te biten bir dizi olayla çalkantılı aşkı, taşradaki toplumsal olaylar ile çok güzel ele alınmış. Kitabın sonunda işlenen ölüm teması sanki bana biraz ucu açık gibi geldi. Ölüm aslında hem bir kurtuluş hem de bir direniş imgesi sanki. Yani bir yandan Muazzez’in rakı masalarında bir yığın adamlarla birlikteliğinden sonra onuru kurtaran bir araç olurken bir yandan da toplumsal duyarsızlaşmanın açığa çıkarılma aracı.
Dönemin toplumsal yaşantısı ile memuriyet hayatı arasındaki etkileşimler sade ve anlaşılır bir dille okuyucuya aktarılmış.
İlk başlarda biraz ağır ilerledi okurken ama sonlarına doğru çok sürükledi, kitap aktı resmen. Çok duygusalsanız benim gibi, sonunda bir damla göz yaşınızı yüzünüzde hissedebilirsiniz. :)
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021174bin okunma
Gerçekten okuduğum en ilginç kitaptı. Kitabın kalın olmasına aldanmayın tuhaf bi şekilde okutuyor kendini. Tam tamına 350 karakter var ve karakterler bi şekilde birbirlerinin hayatına dokunuyor. Belki 50 belki 200 sayfa sonra. Her okuyuşumda yazarın yeteneği karşısında şaştım kaldım büyük emek doğrusu. Son kısımda ise içiniz cız edecek.