Bu durumda indirme, hakiki anlamında kullanılmış olup, taşıyıcısı Cebrâil [salavâtu’l-lâhi aleyh] göz önünde bulundurularak Kur’ân’a isnat edilir. Her ne kadar Kur’ân’ın bir kısmı henüz indirilmemiş olsa da indirme fiili, geçmiş ki-pinde geldi. Bu iki sebebe binaen olabilir: I-Var olanın olmayana hâkim kılınması, II-Beklenen vahiylerin inenler konumunda değerlendirilmesi… Kur’ân’a ve önceki kitaplara icmâlen (topluca) iman etmek farz-ı ayn’dır.
Birinciye (Kur’ân’a) -ikinciye (önceki kitaplara) değil- bizim onun tafsila-tıyla ibadet ediyor olmamız bakımından tafsîlî (detaylı) bir şekilde iman etmek farzdır, fakat bu, farz-ı kifâye’dir. Çünkü ona tafsîlî olarak iman etmenin zorunluluğu, zorluk ve yaşam düzeninde bozulma ortaya çıkarır.
Bazıları âyeti etken fiil formuyla: Bi mâ enzele ileyke ve mâ enzele min kab-lik (Sana indirdiğine ve senden öncekilere indirdiğine) şeklinde okudular.
Sayfa 172 - TYEK Başkanlığı