Nuruddin Abdurrahman b. Nizamiddin Ahmed b. Muhammed el-Cami. 23 şaban 817' de (7 Kasım 1414) Horasan'ın Cam şehrinin Harcird kasabasında doğdu. Daha çok Molla Cami unvanıyla tanınır. Birinci divanının mukaddimesinde Câm şehrine nisbetle ve Ahmed-i Namekiyi Cami'nin (ö. 536/ 1141) hatırasına saygısının bir ifadesi olarak Câmi mahlasını aldığını söyler. İsfahan'dan Horasan'a göç eden dedesi Şemseddin Muhammed, burada İmam Muhammed b. Hasan eş-Şeybani (ö. 189/ 805) neslinden gelen birinin kızıyla evlenmiş, bu evlilikten babası Nizameddin Ahmed dünyaya gelmiştir. Câmi ilk tahsiline babasının yanında başladı. Babası Herat'a gidip Nizamiye Medresesi'ne müderris olunca (823/ 1420) öğrenimini orada sürdürdü. Devrinin meşhur âlimlerinden Mevlana Cüneyd-i Usûli'den Arap dili ve edebiyatının temel eserlerini okudu. Ardından Seyyid Şerif el-Cürcani'nin öğrencisi Ali es-Semerkandi ile Teftazani'nin öğrencisi Şehabeddin Muhammed el-Cacermi gibi ünlü bilginlerin derslerine devam etti. Daha sonra Uluğ Bey zamanında büyük bir ilim merkezi haline gelen Semerkant'a giderek orada dokuz yıl kaldı. Uluğ Bey Medresesi'nde Bursalı Kadızade-i Rümi'den (ö. 841/1437) riyaziyyat dersleri aldı. Bu arada Mevlana Fethullah-ı Tebrizi'nin derslerinden de faydalandı. Keskin zekâsı, yeteneği, ilmi meseleleri anlatma gücü ve görüşünü çok açık olarak ortaya koyabilme kabiliyeti sayesinde herkesin hayranlığını kazandı. Kâşifi, Reşahat'ta Câmi'nin tahsiliyle ilgili hayret verici hatıralar nakleder. Ünlü astronomi ve matematik âlimi Ali Kuşçu Herat'a gittiğinde Câmi'ye astronomiyle ilgili zor sorular sormuş, cevabını hemen alınca hayranlığını gizleyememiş, onunla riyazi meseleler üzerinde çalışmalar yapmış ve kendisini takdir etmişti. Genç yaşta döneminin bütün ilimlerine vakıf olmasına rağmen bu ilimler Câmi'yi tatmin etmedi. Semerkant dönüşünde Nakşibendî şeyhlerinden Sa'deddin-i Kaşgari'ye intisap etti. Onun vefatından sonra (860/ 1456) halefi Hace Ubeydullah Ahrar'a bağlandı. Ubeydullah ile birkaç defa görüştü. Ayrıca mektuplaşmak suretiyle kendisiyle devamlı temasta bulundu. Manzum ve mensur eserlerinin çeşitli yerlerinde onu her fırsatta öven Câmi ölümünde de (895/1490) uzunca bir mersiye kaleme aldı. Ubeydullah Ahrar'ın Câmi üzerindeki tesirinin diğer Nakşi şeyhlerinden daha fazla olduğunda şüphe yoktur. Câmi 877'de (1472) hacca gitmek için Herat'tan ayrıldı. Bu yolculuk sırasında Bağdat'ta iken bazı Şiiler Silsiletü'z-zeheb mesnevisinin Ehl-i beyt sevgisiyle ilgili bölümünü tahrif ederek Câmi'nin aleyhinde kullanmak istedilerse de Câmi Ehl-i beyti sevmenin Kur'an'ın emri olduğunu söyledi ve Silsiletü'z-zeheb'in Ehl-i beyt'le ilgili bölümlerini okuyarak muarızlarını susturdu, orada bulunan alimlerin takdirini kazandı. Hac dönüşünde Tebrize gitti. Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'ın Tebriz'de kalmasını istemesine rağmen oradan ayrıldı. 18 Şaban 878 (8 Ocak 1474) tarihinde Herat'a döndü. Burada Sultan Hüseyin Baykara'nın kendisi için yaptırdığı medresede Arap dili ve edebiyatı, hadis ve tefsir dersleri okuttu. 18 Muharrem 898 (9 Kasım 1492) cuma günü Herat'ta vefat etti. Cenazesi, başta Hüseyin Baykara ve Ali Şir Nevai olmak üzere devrin bütün ileri gelenlerinin iştirakiyle kaldırıldı, şeyhi Sa'deddin-i Kaşgari'nin kabrinin yanına defnedildi.
Tam adı:
Nuruddin Abdurrahman b. Nizamiddin Ahmed b. Muhammed el-Cami / Mevlana Abdurrahman-ı Cami
İbn Cüreyc demiştir ki: Azim yolunu tutmayan ilerleyemez.
Sayfa 241 - Marifet Yayınlan, Ocak 1998 İstanbul, Tercüme ve Şerh: Lamii Çelebi, Hazırlayanlar: Prof. Dr. Süleyman Uludağ, Prof. Dr. Mustafa KaraKitabı okudu
Molla Câmî Baharistan’ı,"Yeni bilgileri, terimleri öğrenmenin yeni yetişmekte ve henüz sıkıntı görmemiş olan çocuklar için ağır bir yük olacağını, gönüllerine korku vereceğini düşündüğünden; onların gönüllerini ferahlandırmak ve hoş tutmak " amacıyla Şirazlı Sâ’dî’nin Gülistan isimli eserini örnek alarak kaleme almıştır.
Eser, dünya hayatı için gerekli öğütler, sufilerin örnek davranış ve sözleri, adelet ve cömertlik ile ilgili hikmetler, latifeler, aşk ve aşıklar ile ilgili hikayeler, mükemmel beyitlerden oluşmakta.
İnsan ruhuna iyi gelen, şahane bir eser. Öğütler, hikâyeler, latifeler ve beyitler çok güzel. Ara ara dönüp tekrar okunabilir. Özellikle eski edebiyat sevdalılarına tavsiye ederim. Yalnızca tercümenin çok sade olduğu bu sebeple de derin anlamı ve estetik zevki kırdığı kanaatindeyim.
İnsanın kendisini tanıması için müthiş bir eser. Aslında bir şiir. Mesnevi türünün önemli örneklerinden. Fakat bütün bunların yanında asıl önemli olan. İnsanın kendisini tamamlama sürecinde ayağına dolanan her şeyi Molla Cami, birer tesbit tanesi yaparak önümüze sermiş.
Kitap kırk kısa bölümden oluşuyor. Her bölüm insanın zaaflarını ya da törpülenmesi gereken durumlarını ele alıyor. 40 bölümden oluşan kitabın her bölümü kendi içinde önce kuramsal kısa bir açıklamayla ayrıntılanıyor. Ardından o konuyla ilgili bir hikaye yer alıyor kitapta, her bölümün son başlığı ise dua. Molla Cami, konuyla ilgili kendi eksiklerini ortaya döküp Allah'tan yardım isteyen bir duaya yer veriyor. Elbette siz de kendinizi o duanın içinde buluyorsunuz.
Kişisel Gelişim zehirli bir yöntem ama insanın kendisini tanması ve geliştirmesi de elbette lazım. İşte kitap tam burada imdada yetişiyor.
İki sebepten m utlaka okunmalı. Birincisi insanın başkalarına zarar vermeden iyi ve mutlu insan olmak için yapması gerekenleri olağanüstü anlatıyor. İkincisi Mesnevi türünün en güzel örneklerinden biriyle karşılaşıyorsunuz. Metnin şiiri de ayrı güzel.
Ariflerin TesbihiMolla Câmî · VakıfBank Kültür Yayınları · 20219 okunma
Baharistan
Molla Cami hazretlerinden okuduğum ikinci eser.
#MollaCami hazretlerinin eserinin evimde olması bile büyük bir kıymet .
Böyle bir zatın eserlerini mutlaka evimizde ve bağrımızda taşımalıyız.
Bu eseri ilk gördüğümde evvela ismi kalbimde yer açmıştı. Sonra Semerkand yayını olması da ayrıca sevindirdi,çünkü Semerkand gerçekten işin ehlifakat dilinin kelimelerinin biraz ağır olduğunu vurgulamalıyım.
Bu eser minik minik olaylardan menkıbelerden bahsediyor. Evliyaullahın yaşadığı küçük küçük olaylar. 200 küsur sayfa bir eser. Sadi Şirazinin Bostan Gülistan eserinden esinlendim buyuruyor Molla Cami.
Hikayeciklerde geçen evliyaların minik biyografisini de hemen en altta haşiye olarak almışlar. Bilgi katıyor.Genel olarak her menkıbe sonu beytler ve şiirler ekli. 8 bahçeden oluşuyor. Bir bahçe de sadece bir takım evliyaların tanıtımını almış. Girişte Molla Caminin hayatı eserlerinin tanıtımı ve bu esere verdiği şedit kıymet,ve hisleri,bağrınızda hissediyorsunuz.