Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

cemile karaçam

cemile karaçam
@cekaracam
7 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
"Beklentim yokmuş gibi davranıp, içime dünya kadar umudu sığdırmaktan yoruldum.."
Reklam
cemile karaçam tekrar paylaştı.
"Sakın ola hiçbir şey için üzülme ama bol bol kız, öfkelen, dövüş, savaş, küfret ama üzülme. İnsanı üzüntü çürütür."
Bütün bunlar bir köpek gibi bağlanmam, sevgi ve merhamet dilenmem yüzünden başıma gelmişti. İnsan denilen yaratıklara ilişkin düşüncelerimin yanlışlığı yüzünden. Dünyayı aydınlık ve sıcak, merhametli bir yer gibi düşünmem yüzünden. Bütün köpekler saftır zaten.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ölümün kıyısına gelmiştim. Ölümün kıyısı, ölümün kendisinden daha feci bir şeydir, bunu yaşayarak öğrendim.
İçimdeki derin ve köklü karanlığın farkında değil. Çünkü insanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.
Reklam
Ama bir çocuk öldüğünde. Ne diye kıyamet kopmaz ki?
Söylenecek söz bittiğinde başlar âh. Yeryüzü kelimeleri acıyı ifadeye yeltenip de yersiz ve yetersiz kaldığında. Hesaplar artık bu dünyanın terazilerine sığmayıp bambaşka bir zamana ve mekana havale edildiğinde. Mum tahtaya, can boğaza, bıçak kemiğe dayandığında.
Deniz biliyor, o zamanlar sen, sendin. Cennetten kovulmamıştın daha, deniz kadar duru bir o kadar sadeydin.
Hangi kördüğümü, içinde bir ukde bile kalmadan kendi ellerinle boynuna attın? Sendeledin, düştün ve bir daha kalkamadın?
Neticede dokunduğu her şeyi küle çeviren bu arada kendisi de küle dönen sonra küllerinden doğmakla yazgılananlara mahsus yorgunlukla yorgunsun. Oysa yeniden doğmak filân istemiyorsun.
Reklam
Şimdi sen çok yorgunsun. Her gün daha az şaşıracak, daha az sarsılacak kadar. Bütün eski defterleri kapatacak ama yeni bir sayfa da açamayacak kadar. Bir ömür boyu bir can taşır gibi saklanmış sayfaları bulup çıkaramayacak, emanet cümlelere sığacak kadar. Anlatmaktan değil susmaktan. Yaşamaktan değil yaşamamaktan. O kadar yorgunsun.
Sayfa 16
Uzayan kısalan yollardan ,sana ait olmayan anlardan,gitmedigin yollardan yorulmadın mı? canım, birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sevmek lazım. his boşluğu ve iç burkulması diye bir şey varmış. cok sevince anladım. hayat, o evde yerin yok diyor. yerini bil. evdeki ve sokaktaki tüm savaşları kaybettiğim yerdeyim. hala güzel olduğunu
cemile karaçam tekrar paylaştı.
"Seni seviyorum; sadece sen, sen olduğun için değil, seninleyken olduğum ben için."
Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş... Ne aradığımızı bilmeden aramak...
Sayfa 114
"beni sevdiğini söyledi... bir insan tarafından sevilmek bu kadar fena mı? beni şimdiye kadar kim sevdi? annem, babam... belki... ama bu ne biçim bir sevgiydi?"
Dünyada şimdi onunla yan yana bulunmamamız kadar mantıksız ve lüzumsuz ne vardır acaba?
Reklam
İkimizde aynı şehirdeyiz ve birbirimize varmamız için yarım saatten daha az bir zaman yeter. Buna rağmen o orada, ben buradayım. Neden?
Sayfa 79
Hayatta hiçbir şey, uğrunda ölmek için istenmez. Her şey yaşamamız için olmalıdır. Hatta biraz ileri gideyim, kendi yaşamamız için... Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki, derhal uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak, herkesten daha iyi, herkesten daha üstün yaşamak, insanlara hakim olarak, kuvvetli, belki de biraz zalim olarak yaşamak... Dünyada bundan başka istenecek ne vardır? Hayatını bu gayeye vakfet, görürsün, nasıl birdenbire canlanacaksın!
Sayfa 47
Belki de bir illetti aşk; insana hayat verse, ruhunu şenlendirse de bir marazdı yine de.
Ruhum! Belki bu akşam artık Son akşamım olacak. Aşkım içimde kaldı.
Hoş gör beni! Akşamın şu geç saatinde sana iyi geceler dilerken, kendimi, her şeyimle bir solukta veriyorum sana. Mutluluk, sende erimektir!
Sayfa 82