bismillah.
az önce "celladıma gülümserken çektirdiğim son resmin arkasındaki satırlar" şiirini de okuyarak yaklaşık 1.5-2 senedir bana yoldaşlık eden erbain şiir kitabını bitirdim. iyi bir kitabı bitirince hissettiğim şeyi muazzam bir yoğunlukta yine hissediyorum: bir dostla vedalaşma hissi. bu zamandır nereye gittiysem oraya götürdüm onu. gerçek bir yoldaş oldu denebilir. işin aslı şu ki, şiir kitaplarının okunup biteceğine inanan biri olmadım hiç. bi nevi kaynak kitap gibi, dönüp dönüp bakılabilecek kitaplar bunlar bence... kaldı ki şair, ismet özel. elbette bitti diyemem.
ayrıca şunu ifade etmeliyim ki bu yazıyı bir inceleme niyetiyle değil, şu an hissettiklerim yitip gitmesin diye kaydediyorum. çünkü erbain'e inceleme yazacak ehliyette kendimi görmüyorum. birçok şiirini anlamlandırmak için şiiri okuyup üzerine yazılanlara baktım hemen. her şiiri bu kadar çok şerh edilmiş; üzerine tezler, makaleler yazılmış bir başka cumhuriyet dönemi türk şairi var mıdır bilmem.
son olarak, çarkların gövdesinde de olsa yaşama ve cihad etme azmi veren şair'i bildiğim için bahtiyarım. dilerim, kavgamız daima sürsün. ve hiç unutmamak umuduyla bir beyit bırakıp gideyim:
"benim bu sası karanlığa zorla, zorlayarak
tutuşturulmuş bir gül sıkıştırmak boynumun borcu!"
velhamdulillahi rabbil alemin.