Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Acılara ortak olunmak istense de yaşayanın çektiği ıstırap, birçoklarına ağır gelebilir. Lakin, anlamak istememek farklıdır, anlayamamak da öyle... Bizimki, zalimce bir bıkkınlık ve yılgınlık değildi elbette. Bayağılaşmamızı önleyen; dinç ve diri durmamızı sağlayan, tökezlediğimizde neden ve niçini anlama yiten; gerçekçi yapılanmanın ta kendisiydi... öyle ki, evlerin sıcaklığı, hastane koridorlarının ilaç kokusu, hastaların acıyla inleyişi, zindanların karanlıklarda insanları yutuşu, uzaklarda; ismini dahi duymadığımız noktalarda çekilen ıstıraplara, silinmek istemeyen gözyaşlarına, zalim kurşunlarla donatılmış masumlara ve unuttuğumuz, sayamadığımız, hayatın zerresinden büyüğüne kadar intikal eden; çerçevesi bizlerin hesaplayamayacağı olan..." D.P - derdimiz
Şahsî paylaşımlarıma yapılan bir eleştiriye cevabımdır... :)
Bu sitenin fonksiyonu, misyonu, işleyiş çerçevesi bağlamında alıntı, ileti, inceleme vs. kategorilerin bulunuyor olması; söz konusu ulamları doğrudan kullanmanın yanı sıra, içeriğin ve üslûbun üyeler tarafından belirlendiği, özgün fikir/duygu/paylaşımlardan oluşan ve "kitap"a dâir bilgi ya da yorumlara dayanan yazılara da yer vermenin, herhangi bir sakınca taşımadığını gösterir bence...😉
Reklam
Siz olsaydınız ne yapardınız?
Kendisini karşılayan sekretere; Nazif Beyle görüşmek istediğini söyledi. Bunun üzerine sekreter birden ciddileşti: 'Nazif Bey mi?'dedi. 'Evet, Nazif Bey!' diye cevap alınca, hüzünlü bir ses tonuyla 'Nazif Bey sizlere ömür efendim, onu kaybedeli dört yıl oldu.' dedi. Hiç beklemediği bu haberle bir acı saplandı
Yalnızlık, ah o canımızla çerçeveli kapımız, penceremiz, Ey anıların dalsız gölgesiz günbatımı.. Bilmem ki bir gün açılır mısınız Zamanın Gök bahçelerine... -İlk acı değilsin, dedim. +Son acı da olmayacağım, dedi... -Sevmenin ötesini görmek istemiştim, dedim... +Oradan geliyorsun, dedi. -'Sözcüklerden duvar örülmezmiş' dedim.. +Kurduğun konaklarda insanlar kendini seviyor, dedi. -Yalnızlık hiç geçmiyor, dedim... + Yazıyorsun ya, dedi.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
- peki sen bu resmîn neresinde yer alıyorsun? + ben çerçeveyim. Kırılıp resim düşünceye kadar fark edilmem.
-------------------------------------------------------------------------------- 80’ler bir yandan çerçevesini baskının, yasağın, devlet şiddetinin çizdiği bir dönemdi. bir yandan da, bu toplumun daha az tanışık olduğu bir başka iktidar biçiminin, ilk bakışta kendini bir kurumsuzluk olarak sunan, yasaklayıcı değil oluşturucu, kışkırtıcı, içerici
82 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.