Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ceyhun YILMAZ

Ceyhun YILMAZ
@ceyhunyilmaz
Sıkı Okur
Ben cenneti hep bir kütüphane olarak düşünmüşümdür. (Luis Borges)
Tekniker
İstanbul
182 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Yunus Emre, dinin zahiri kısmıyla uğraşmanın insana hiç bir yarar sağlamayacağını şöyle anlatır: “İlim, ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmez isen, Ya nice okumaktır.”
Reklam
İnsanın cüzzi iradesi, Tanrı’nın Külli iradesinin bir parçasıdır. Bir bütünün parçası ve farklı bir görünümüdür. Tanrı’yı görmek mümkün değildir. Çünkü Tanrı’yı görebilmek için, bütünün tüm parçalarını aynı anda görmek gerekir. Bu da mümkün değildir. Tanrı çoklukta birlik arzeden Tek’in kendisidir. Her şey Tek’in farklı görünümlerinden ibarettir. Ruh ölümsüzdür. Tanrıdan gelmiş ve ona geri dönecektir. Beden ise, ruhun yeryüzünde kullandığı aracıdır. Ruh gelişimini tamamlayabilmek ve gelmiş olduğu asıl yere tekrar geri dönebilmek için, ne kadar bedene ihtiyaç duyarsa, o kadar beden eskitecektir.
İyi Bayramlar
Şeker tadında bir bayram geçirmeniz dileğiyle. Ramazan bayramınız mübarek olsun.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
272 syf.
·
Puan vermedi
·
42 günde okudu
Gizli Sırlar Öğretisi
Gizli Sırlar ÖğretisiErgun Candan
7.7/10 · 591 okunma
Zaman Neler Gösterecek
Değişik cümlelerle hep aynı gerçeğe ışık tutulmaya çalışılmıştır: Sırlar Öğretileri’nde: Kendini bil tanrıları da bilirsin. Mısır’da: Kalpteki Tanrı Horus’un hikayesi. Yunan’da: Kalpte gizlenmiş olan Tanrı Diyonizos’un uyyanışı. İslamiyet’te: Kendini bilmeyen rabbini bilemez sözleri... İşte bunların hepsi, aynı sırra atıfta bulunan sözlerden ibaretti. Ancak bu sırrın kapısını açanların sayısı fazla olamadı. Bu sır günümüzde sadece sözcüklere sıkışıp kalmış durumdadır. Açılması için belki de 2000’li yılların gelmesi gerekmektedir... şüphesiz ki, her şeyin doğrusunu sonunda zaman bize gösterecektir...
Reklam
Cehennem
Cehennem ateşi, esasında insanların günahlardan arınması için konulmuş bir ateştir. Yani insanları kurtaran bir ateştir. O şekilde sembolleştirilmiştir. Ateş’in arınmayla olan ilgisi, İslam’da cehenneme giden herkesin sonunda cennete gideceği inancında kendisini gösterir. Yani hiç kimse sonsuza dek cehennemde kalmayacaktır inancı bu ilintiye işaret eder
Çocuklar kadar saf olmadıkça melekuta giremezsiniz.” Demek ki ne kadar saflaşabilirsek, astral tortularımızdan ne kadar kurtulabilirsek; manyetik enerjimiz o kadar kuvvetlenmektedir.
Nevşehir’de bulunan Derinkuyu Yeraltı Kenti’nin tespit edilebilen sadece çok küçük bir kısmıdır. Kilometrelerce uzaklıktaki başka merkezlerlede bağlantıları bulunduğu tespit edilen Derinkuyu Yeraltı Kenti Anadolu’nunbaşlı başına büyük bir gizemidir.
İnsanın muhtelif yaşamları boyunca, maddeye bağlanmasından dolayı getirmiş olduğu bir tortu vardır. İç potansiyalinin ortaya çıkmasına engel teşkil eden bu tortu herkesde mevcuttur. Arınmak için bu tortunun mahiyetine nüfuz etmek, derinliklerine inmek gerekir. İnisiye, böyle bir tecrübeyle karşılaşmak ve muzaffer çıkmak zorundadır.
Mayalar’a göre, insan ve toplumun kusursuzluk idealine ancak özveriler ve özel inisiyatik çalışmalarla geçilebilir.
Reklam
İnsan
Bu derece düşmüş bir varlıktan da başka ne beklenebilirdi ki?... Elbette bir takım şeylerin hakimiyeti altına girecekti... Ve girmiştir de... O şimdi adına dünya dediğimiz bir yapının kölesidir artık... O artık; “Kâh çıkarım gökyüzüne seyrederim alemi, kâh inerim yeryüzüne seyreder alem beni” sözünü hiç hatırlayamamaktadır. O artık kendisini seyretmekte olanları da hatırlayamamaktadır. Ancak onu hâlâ birileri bir yerlerden seyretmeye devam etmektedir. Ve bir gün o da, gök yüzüne çıkacak ve unutmuş olduğu gerçek benliğine kavuştuktan sonra yeniden yer yüzünü seyretmeye devam edecektir... Ta ki yeniden doğuncaya kadar...
Günümüzde insanların yaşamını düzenleyen asıl faktör onların ne zekası, ne felsefesi, ne de şu veya bu kanaldan öğrendikleri bilgileri değil, içgüdüsel hayatlarıdır. İnsanlık içinde insanlığın pek kalmadığı bir insanlık tablosunu çizme gayreti içindedir. Ne doğum... Ne ölüm... Ne de yaşamın bizzat kendisi; gerçek değeriyle ele alınamamaktadır. Tüm bunların sonucu olarak, insan çevresindeki olup bitenlere karşı yabancılaşmıştır. Tabii en önemlisi de kendisine yabancılaşmıştır. Neden mi? Görünürdeki neden çok basit... Çünkü: * Dış tesirlerin yönlendirmesi altındadır. Medya ve reklamların adeta kölesi olmuştur. * Duygularıyla karar vermektedir. * Araştırıcılığını yitirmiştir. * Mevcut bilgilerini yeterli görmektedir. * Herhangi bir olay, nesne veya kişilerle eş koşma içine girmektedir. Ortada kendisi kalmamıştır. Rüzgara kapılıp savrulan yapraklara dönmüştür. * Egoizması vicdanını örtmüştür. * Bilgisi değil kulaktan dolma inançları ön plandadır. Birileri nasıl istiyorsa, o da öyle düşünmükte, öyle hareket etmekedir.
Gerçek!
İnsanlık gerçeğin apaçık yüzüyle değil, üstü örtülen, kapatılan dış kabukla meşguldür. Ve bu kabuğu, gerçeğin kendisiyle karıştırmaktadır. Yaşamın gerçek anlamının ve gayesinin unutulması; içgüdüsel - otomatik ve ön yargılarla örülü bir yaşamın tercih edilmesini doğurmuştur.
Küçük Sırlar
Küçük sırlar aşamasının sonlarına doğru, adaylar son derece zorlu sınavlara tabi tutulurdu. Sınavlardan başarıyla geçemeyenler, büyük sırlar aşamasına dahil edilmezlerdi. “Ateş”, “su”, “şevhet”, “yemek”, “nefis” adı verilen sınavlar işte bu aşamanın sonlarında, adayların geçmek zorunda oldukları en büyük engellerdi. Bu engelleri aşan az sayıdaki adaylar bir üst aşamaya geçirilirlerdi.
243 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.