Beni dinlemeye hazırsınız... tamam... Ama bu çok kolay ki... Peki ya sizden beni tutup küpeşteden denize atmanızı rica etsem... o zaman iyilikseverliğiniz, yardımseverliğiniz o noktada biter. Bir yerde biter işte... kişinin kendi yaşamıyla, kendi sorumluluklarıyla karşı karşıya kaldığı yerde... bir yerlerde bitmek zorunda... bu görev bir yer- lerde bitmek zorunda... ya da... acaba doktorların görevi bitemez mi? O bir kurtarıcı, her an herkese yardıma hazır biri mi olmalı, sırf üzerinde Latince kelimeler olan bir diploması var diye? Gerçekten de kendi hayatını hiçe mi saymalı, kendi kanına su mu karıştırmalı, sırf biri... sırf biri gelip ondan asil davranmasını, yardımsever ve iyi olmasını istiyor diye? Evet, sorumluluğun da bir sınırı var... insanın artık daha fazlasını yapamadığı bir yer..." Adam tekrar sustu, sonra kendini tekrar toparladı.
Benim yaşımdaki gençlerle ziyafetlere ve güreş okuluna gittim. İyi vakit geçirdiğimi söylemeliyim ama bu beni tatmin etmiyor. Bilgisiz hissetmek beni rahatsız ediyor. Daha doğrusu elimdeki bilgiler kesin olmaktan uzak. Protagoras'la yaptığım tartışma sırasında erdem, adalet ve cesaret gibi tanıdık kavramlar hakkındaki bilgilerimin tatmin edici olmaktan uzak olduğunu fark ettim. Ama artık cehaletimi açıkça görebilmemin büyük bir gelişme olduğunu düşünüyorum.
Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: 'Dünyada neler gördünüz?' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki..."
Dişi, gözlerinin içi buğulanarak:
"Ah" dedi, "tıpkı benim gibi düşünüyorsun."
Erkek cevap verdi:
"Zaten seni burada tek başına görünce benim gibi düşündüğünü anlamıştım. Doğru değil mi ama? Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?"
Gel, dedim, beraber kaçalım.' Acı acı güldü, Ağam, dedi, ben senden noksanım, bana sadaka mi veriyorsun?. Onu nasıl sevdiğimi anlattım Bana kolunun yerine kalbini veriyorsun, dedim, bir kalp bir koldan daha mi az değerlidir?"
İnsan evvela kendi kendisinden utanır gibi olur ama, bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kâfi mazeretler tedarik etmiştir.