Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
637'de, Halife Ömer'in orduları Suriye'ye taarruz ediyorlardı. Bizans orduları Agnadain'de mağlup oldular (634): Şam, Müslümanların eline düşüyordu (635); Yermuk felaketi (636) Heracliyus'a Suriye'den ebediyen elini çektirdi. Grekler'e düşmek adam olan ahali çok çabuk galip tarafa geçiyordu. Kudüs, 637 'de teslim oldu; Antakya, 638 'de incelendi. Bundan sonra Amr, iki senede (640-642), Mezopotamya'yı, Mısır'ı zaptetti. İhtiyarlaşan, hastalanan Heracliyus, ümitsiz bir halde öldü.
Sayfa 54
Vasil I in kurmuş olduğu sülalenin Bizans'a bir buçuk asır fevkalade bir parlaklık verdiği de muhakkaktır. X ve XI inci yüzyılda, İstanbul, Avrupa medeniyetinin en parlak merkezi ve denildiği gibi "Orta Zamanın Paris'i" idi.
Sayfa 83
Reklam
15 Ağustos 1261 günü Mihail Paleologos törenle Konstantinopolis’e girdi ve Ayasofya’da imparatorluk tacını taktı. Bizans imparatorluğu, yaklaşık iki asır boyunca monarşiyi yönetecek olan ulusal Paleologos hanedanı altında yeniden doğmuş görünüyordu.
Bizans'ta hazinenin geliri ile imparatorun lüksü arasında denge yoktu.
Bizans devletinde ne ırk birliği, ne dil birliği vardı: Bu, denildiği gibi "yirmi ayrı milleti idare eden ve onları bu formül içinde birleştiren suni bir teşekküldü: Tek bir hükümdar, tek bir iman." Milliyetsiz bu devlete, Yunanlılık damgasıyla, Ortodoslukla icab eden irtibat ve birliği vermek idarenin parlak eseri olmuştur.
Sayfa 90 - İlgi Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Charles Diehl
Onbeşinci asır Türkleri, İstanbul'u bir virane olarak tevarüs ettiler, derhal imar etmeye koyuldular, bir asır sonra, o zamanki Avrupa'nın hem en büyük, hem en ihtişamlı hem en güzel şehri haline getirdiler. Bu hükümde zerre kadar mübalağa yoktur. Tevarüs: Eskimiş olarak miras kalma
Yönetimde geçen yarım asrın sonunda ilk iki İsauryalı [III.Leo ve oğlu V.Konstantin] imparatorluğu, 747 yılında onu kırıp geçiren vebaya ve ikonalar kavgasının yol açtığı sarsıntıya rağmen zengin ve bahtiyar hale getirmişti.
Reklam
Bizans İstanbul'u korumacılık cennetiydi.
Dünya ticaret yollarının birleştiği noktada bulunan İstanbul, doğu ile batı arasındaki konumu dolayısıyla bütün milletlerin koştuğu, bütün dünya üretiminin değiş tokuş yapıldığı büyük bir antrepo vazifesi görüyordu. Yalnız başkentte, pazar ve gümrük vergilerinin yılda hazineye 7.300.000 altın akçe, bugünkü para ile 500 milyon altın getirdiği hesap olunmuştur.
Sayfa 92 - İlgi Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Sebep olduğu hınç ve kinler, alevlenmesine izin verdiği keskin açgözlülükler, iktidar daha zayıf ellere düştüğü zaman korkunç sonuçlar getirecekti.
Sayfa 162 - Manuel KomnenosKitabı okudu
Tudelalı Benyamin, "Evrende Bağdat dışında onunla mukayese edilebilir bir şehir yoktur" yazmıştı. Robert de Clari'nin raporunda ise, "dünyanın sahip olduklarının üçte ikisi Konsantinapolis'te, kalan üçte biri ise dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış" deniyordu.
Sayfa 161Kitabı okudu
Benim İstanbulum <3
Bizans başkenti, pek yerinde bir tabire göre, "Orta zamanın Parisi'idi." Dünyanın en zengin beldesi, bütün şehirlerin kraliçesiydi. Dünya servetinin üçte ikisi İstanbul'daydı. Kalan üçte bir parçası bütün dünyaya yayılmıştı.
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.