Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül

“Hepimiz ne kadar yakışıksız ya da acı olursa olsun hayatımızın her parçasının birden, apansız bir şekilde hatıralarımız aracılığıyla bizlere geri dönmesini arzu ederiz. Bunun tek yoluysa bunları yazıyla sabitleştirmektir.”
Reklam
“Her şey kalır ama değişir, çünkü olağan olan şey kendini yenide ölümlü olarak tekrar eder ki bu da çok hızlı gerçekleşir.”
“Yazmak diyordu Marguerite Duras, ‘konuşmamaktır da, susmaktır, gürültüsüz ulumaktır’ “

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“İktidarın ışığı o kadar güçlüdür ki, öteden beri ne idiysek ortaya çıkarır, güçsüzlüğün gölgesinde sakladıklarımızı gösterir.”
“Yalnız belki de henüz, en acımasız olanların en özgüvensiz insanlar olduğunu bilmiyorsun. Acımasızlar çünkü öyle olmazlarsa, var olamayacaklarından korkuyorlar. Acımasızlık onlara bir kimlik kazandırıyor. Tutulacak en kolay yol bu. Kararlılık gösterirsin, komşuna el uzatırsın, ihtiyaçlarına kulak verirsin, işte bu, zaman ve tutku gerektirir sevgili dostum. Çok az insan bu tutkuya ve zamana sahiptir.”
Reklam
“Çok önemli olan şeyler sonsuza kadar değil, sadece geçici bir süre çok önemlidirler. Bütün uğraşlarla sevgiler, servet ve ün peşinde koşmalar, gerçeği aramalar, hepsi, tıpkı gerçeğin kendisi gibi akıp geçen ve hiçliğe dönüşen anlardan oluşmuştur.”
“İnsan bir başka insanı ne zaman sahiden öğrenebilmiştir? Belki de öğrenmenin imkansızlığını kavradığı, öğrenmek arzusunu dışladığı ve en sonunda öğrenmeye ihtiyaç bile duymaz olduğu zaman!”
“Biraz sonra, gün bütün fazlalıklarından arınıp çağdaş tirşe rengini bulduğunda sen girdin içeri. Geniş zamanda. Bir gün boyunca usulca hazırlanan , ânı kollanan, gelip çatması beklenen, yine de beklenen anda geldiği için şaşırtıcılığı büsbütün artan bir doğaçlama gibi.”
“İkimiz de geçmişimizi yanımızda taşıyanlardanız, akrabayız; o yüzden konuşmamız hızla eskiyecek, biz de eskiyeceğiz, ister istemez.”
“Sustukları sırada bile konuşabildiklerine göre yıllardır tanışıktılar bir anlamda.”
Reklam
“Yeni tanıştıkları belliydi. Yine de aynı kitabı ayrı dönemlerde, aynı coşkuyla okumuş, kurşun kalemle aynı satırların altını çizmiş kişilere özgü bir sırdaşlık vardı aralarında”
“Ben hiçbir şeyin zamanının geçeceğine inanmıyorum, her şey buralarda bir yerde geri çağrılmayı bekler.”
“En tehlikelisi dinlemektir diye düşündüm. Bilmek, öğrenmek, haberdar olmak, kulakların tıpkı gözler gibi istendiğinde telaffuz edilen şeye kapatılabilen kapakları yoktur, az sonra duyacağını bildiğin şeyi dinlemekten kaçınmak imkansızdır, hep fazlasıyla geçtir. Artık biliriz ve bu bizim bembeyaz ya da solmuş ya da korkmuş ya da ürkek kalbimizi lekeleyebilir.”
“Susabilirdim, sonsuza kadar susabilirdim, ama biriyle ne kadar çok sırrını paylaşırsa onu o kadar çok sevdiğini sanır insan, anlatmak çoğu zaman bir hediye gibidir, verilebilecek en büyük hediye, en büyük bağlılık, teslim olmanın ve aşkın en büyük kanıtıdır. Anlattıkça birbirine layık olur çiftler. Birden, insana sadece bunları, birden tükenen ya da sürekli tekrar edilen o tutkulu sözleri söylemek yetmez. Dinleyene de yetmez. Söyleyen tatmin olmaz ama dinleyen de tatmin olmaz, söyleyen diğerinin tüm dikkatinin kendisinde olmasını ister, diliyle onu sonuna kadar etkilemek ister ve dinleyen de sonuna kadar şaşırmak ister, biraz daha duymak , uydurulmuş ya da yalan bile olsalar daha çok, daha çok bilmek ister.”
“İnsanlar anlatırlar, konuşurlar, söylerler, kelimeler bedavadır ve bazen kendiliğinden pervasızca taşarlar insandan. Her fırsatta çıkarlar ağızdan, sarhoş olduğumuzda, öfkelendiğimizde, umutsuzluğa düştüğümüzde, canımıza tak ettiğinde, heyecanlandığımızda, âşık olduğumuzda, dile getirilmesi uygunsuz olduklarında ama biz bunu hesap edemediğimizde. Ve birine zarar verdiğimizde. Hata yapmamak imkânsızdır. Kelimelerin normalde sahip olduklarından daha kötü sonuçlar doğurmadıkları çok nadirdir.”
866 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.