Yağmur
Mumlar söndüğünde köyde, hepimiz toplanırdık ninemin dizinin dibinde. Çiçekli bir fistanla yamalanmış bir elbise. En çok dikkatimi çeken buydu çocuk aklımla. Hâlâ hayretle hatırlarım... Nineme sorduğumda uyumuna rağmen fistanı, ellerimde tutarak çiçekleriyle, bahar gibi bakardı, genç kız gözleriyle... Ve anlardım ve elbet ki yıllar sonra çok daha
Üç İki Bir
Bir, iki, üç Gülümseyin çekiyorum Sizi değil hanımefendi Arkanızda duran çiçeklere söyledim Size gülmek yakışmıyor Lütfen çekilin önümden Neden ağlıyorsunuz Kötü birşey mi söyledim size
Reklam
Lütfen hayallerimi terk ediniz hanımefendi. Henüz aşık olacak kadar tanımıyorum sizi. Zira bir yabancıya gönlünü kaptıracak kadar ilgiye aç ve inandıklarını çiğneyip geçecek kadar yalnız olsam da. Lütfen çekiniz gözlerinizi üzerimden. Baktığınız ve gördüğünüz arasındaki fark tahmin ettiğinizden çok daha fazla. Hayır! Korkum yok. Lakin sonlarına aşina olduğum başlangıçlarım var. Romantik komedi mi? Dramalar tüketiyorum perdemin önünde. Koca bir salon ve ben. Kalabalığın içinde yalnızım. Korkum yok, evet. Tutunduğum dalların zayıflığına değil, güçsüzlüğüne inandığım bileklerime kızarım genelde. Kaderci değil, yorgunum. Siz bana bakmayın. Hem birazdan ben gelirim sizin masanıza. Çelişkilerimin merakına kapılır, ruhuma bir pencere açmak için fark etmeden yaklaşırsınız usulca. Konuşmam ama anlatırım. Yanınızda durur öylece izlerim şaşıran çehrenizi. Ve kalbinize dokunur, karışabilirim size. Yüzeysellikten nefret etsem de sadece bedeninize çarpan dokunuşları da iyi bilirim. Çapkın değil, umutluyum ben gelecekten, aşina sonlarımın bir gün biteceğinden. Hem umut etmeyip de ne yapacağım? Gönlüme bağlı geçmişin çapalarını daha fazla çekemem ya. Sizde çekmeyin. Bakın duruyorum önünüzde. Sesim titrese de kelimelerim yıkılmaz.  Ve hazır yeri gelmişken, Beni fetheder misiniz hanımefendi? Ruhum diyorum, Şu an nasıl da başka bir ruhun işgaline muhtaç, Anlatamam..
SON DANS -1 O eve hiç gitmek istemiyordum. Yine de ayaklarım sürüklüyordu beni. Yol boyunca öylesine değişik duygularla yürüdüm ki. Sanki bir şey olsun, bir şey olsun da beni yolumdan alıkoysun istedim. Zaten bir süredir kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgunum. Hiçbir yere sığamıyorum. Bir boşluktayım sanki. Boğulduğumu, nefes alamadığımı
İnsan intihar ettiğinde ve ölmek üzereyken geçen o birkaç dakikada ne yapacağını bilemiyor, Helin. Ne düşüneceğini. Hayata yeniden tutunan kişiler de olmuş, acıdan mahvolan da. Ben bir odadaydım, ailemin evinde. Komodinin üzerindeki rubik küpü almış, onu tamamlamak istemiştim. Hayır, tamamlayamadan gözlerimi kapatmışım ama o küp bileğimdeki izden daha çok intiharın sembolü oldu. Sahiden Helin, neden hiç bileklerime bakmadın? Ben ilk önce senin bileklerine bakmıştım.
iç döküş
Sürekli bişeyler eksik bir yarım hep yarım, Eksik yanımı neyin dolduracağını bilmiyorum.. her gün yarın güzel birşeyler olacak diyerek kendimi kandırıyorum. olmuyor güzel hiç bir şey olmuyor.. her günüm bir önceki günün aynısı bu gün yine dünden yarın. misket gibi yerimde sekiyorum, bir şeyleri degiştirmek istiyorum, Değiştire bilecegim tek
Reklam
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.