İnsanoğlu ne zaman şükretti?
Allah'a ne zaman dua etti?
Sadece zordayken mi?
Yoksa her şeye sahipken Allah'a sahip oldukları için de dua etti mi?
Şükretmeyi, isteklerimiz için çalışmayı biliyor muyuz?
Herkesin kendine sorması gereken sorulardan...
İnsanoğlu zenginliği tadınca şükretmeyi, çalışmayı unutup tembelleşiyor. Her şeyin bir sonu vardır. İnsanlar kıtlıkla karşı karşıya kalıp açlıktan çocuklarını kaybedince düşünmek zorunda kalıyorlar. Önceleri verimli olan topraklara şimdilerde tek bir yağmur damlası düşmezken insanlar değişmek, çalışmak ve kalpten inanmak zorunda kalıyorlar. Umutları yok denecek kadar az. Tek umutları Atilla. Atilla insanlara inancı, çalışmayı ve umudu aşılayabilecek mi? Güzel günler geri gelecek mi?
Yazarımız insanoğlunun yakın geleceğini çarpıcı bir şekilde kaleme almış. Sade, akıcı, gerçekçi ve yerinde betimlemeleriyle kitap gözlerinizin önünde vücut biliyor. İlk defa bir kitabı okurken betimlemelerin bu denli gerçekçi olması beni rahatsız etti. Zayıf, aç, susuz, bitap düşmüş insanlar o kadar güzel tasvir edilmiş ki , okurken tüylerim diken diken oldu.
Kitap keşke sadece kurgu olsaydı... Ama maalesef ki kaçınılmaz sonumuz gibi görünüyor. Tüketim çılgınlığı, insanların üretimden çok tüketime yönelmesi, şükürsüzlük, bencillik o kadar hat safhada ki sonumuzu kendi ellerimizle hazırlıyoruz... Bütün herkesin okuması gereken bir kitap... Okuyan herkesin hayatını sorgulayacağından eminim.