Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkistan'ın Rus İşgali Altına Girişi
"Türkistan, kuzeyde Sibirya, güneyde Hindistan, doğuda Çin ve Batıda da Hazar Denizi ile çevrelenen ve beş milyon kilometre kareden daha geniş bir sahayı işgal eden büyük bir ülkedir. Dört mevsimin bütün hususiyeterine aynı zamanda haiz olan bu geniş ülkenin birçok yerlerinde yılda iki ve bazan da üç kere mahsül alınır. Bereketli topraklar, zümrüt gibi yeşil çayırlıklar ve ormanlar gayet boldur. Her türlü ziraate ve hayvancılığa müsait Türkistan toprakları, yeraltı servetleri bakımından da oldukça zengindir. O kadar ki, bugünkü Rus ağır sanayiinin temeli olan birçok madenler her biri binbir ecdad hâtırası taşıyan Ural ve Altay Dağlarından elde edilmektedir." - Moskof Mezalimi, Kadir Mısıroğlu, Sayfa 468
Sayfa 468 - Sebil Yayınevi - Müellifi: Kadir MısıroğluKitabı okuyacak
Hiçbir Türk boyu kendilerinden önce devlet kurmuş ve Çin hududundan Roma kapılarına kadar fetihler yapmış Hunların, Peçeneklerin, Kumanların, Avarların hatta Göktürklerin kurduğu devletlerinin neler yapıp, neler yarattıklarını bilmiyordu. Dünyada hiçbir milletin lugati yokken, Büyük Türk Lugati (Divani Lugati Türk'ü) yazmış olan Kaşgarlı Mahmut'dan, Ahmet Yesevi'den, Yusuf Has Hacip'ten bilgisi olanlara rastlanmıyordu. Göktürk ve Uygurların kullandığı yazıdan, bu yazıların süslediği abidelerden bile kimsenin haber ve bilgisi yoktu. Türk yapmış, yaratmıştı, fakat kendisinden sonra gelen nesiller hepsini terkederek unutmuştu. İşte bunun sebebiyleydi ki bu bölünmüş, parçalanmış birliği olmayan Türkleri ve vatanlarını istila ederek köleleştirmek Ruslar için zor olmamıştı. Ruslar da ülküsüz, idealsiz bir milletti; Rusları birliğe toplayan ve Türk illerinin istilasını sağlayan daha önceki sahifelerde yazdığım gibi Prusyalılar veya Almanlardı. Almanlar yalnız Ruslara ordu kurarak kumandanlık yapmakla kalmamışlar, istila sonrasında Türkleri bölüp parçalamayı, dilbirliğinden ayırmayı, okullarını kapattırarak münevver yetiştirmelerini önlemeyi ve şive farkıyla birbirinden ayrılmış olan Türkler'in, her kabilesini ayrı bir millet haline getirmelerini de onlar öğretmişlerdi. Almanlar'ın telkiniyle Ruslar kolları sıvamış, Türkler'in yalnız okullarını kapatmakla kalmamış, askeri ananesini de yoketmek için her türlü baskı ve mezalimi yapmışlardı.
Reklam
Türkiye'de Rus Emperyalizmi yahut "Sovyet Sosyal Emperyalizmi" (ikisini de kullaniyorlar) yeni bir tez değildir. Dünyada da yeni değildir. Bu tezin mucidi Entelicens Servis ve CIA' dır. 50 yıldır dünyanın her yerinde, Emperyalizm, mazlum ülkeleri boyunduruklamak için bu demagojiyi kullanmaktadır. Emperyalizmin saldırgan askeri örgütü NATO, yalnızca bu demagojinin üzerine inşa edilmiştir. Özellikle Türkiye'de tarihçil ve coğrafi konumundan dolayı, antisovyetizm; CIA, MIT ve tüm gericilerce Moskof Mezalimi', "Kizıl Emperyalizm", "Rus Emperyalizmi" biçiminde kitleleri şartlandırmak, uyutmak için bol bol malzeme olarak kullanılmıştır. Egemen sınıflar, Ortaokul- Yurttaşlık Bilgisi, Lise-Milli Savunma Bilgisi kitaplarina bile; "Emperyalizm, Sovyet Rusya'nin yayılmacıliği, dünyayı hegemonya altına almak için uyguladığı saldırgan siyasettir." diye sokmayı ihmal etmemişlerdir. MHP li faşistler "Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin" sloganını gozümüzün önünde her gün yazıp çizmektedirler. Bezirgan parti MSP'li Entelijens Servis uşakları "Gerçek Emperyalizm adlı kitaplar yazarak antisovyetizm afyonuyla halkımızi Zehirlemek çabasındadır. "Komünistler Moskova' ya" sloganı her türden gericinin bes vakit namazinda okuduğu ezandır. Gerici güçlerin 50 yıllık çalışmalarında, ülkemizde antisovyetizm; antikomünizm anlamında kullanıla gelmiştir.
16 öğeden 11 ile 16 arasındakiler gösteriliyor.