Bunaldığımda ve tek bir şeye bile odaklanamadığımda, tüm felaketlerim bir anda vurduğunda, kendimi çizgi filmlerdeki o dev kasırgalara benzetiyorum; habersiz bir postacı, bir inek, bir köpek, bir yangın söndürücü gibi yoluna çıkan her şeyi yutan o gri toz bulutlarına. Kasırga Ben, bugüne kadar yaptığım her kötü şeyi, becerdiğim ve sömürdüğüm herkesi, açtığım her bir kesiği, her şeyi topluyor. Kasırga Ben, dönerek daha yoğun ve daha dolu bir hal alıyor.
Dikkatli olmalıyım. Bunalmak, güçsüz hissetmek, utanç ve boşluğun fırtınasına kapılmak bir tetikleyici.
Toplumsal hafızanın mekansallaşması sürecinde toprak, dinsel olandan farklı bir ulusal kutsiyet kazanmıştır. Ekonomik, askeri, siyasi faktörlerle çizilen ülke sınırları sadece bir siyasi çizgi değil, ortak çekilen acıların, zaferlerin ve kahramanlıklarla dolu bir mekanın hafızasıdır. "Toprağa ait olma" ulusal coğrafya ile bütünleştirmektedir. Böylelikle içerisi-dışarısı ayınını doğallaşır, hem nesnel hem de sembolik anlamda ulusal kimlik belirli bir coğrafya ile sınırlanır.