"Ama sadece iki hatayı görüp 'bu insan tamamen böyle' diyemezsin. Kimse seni bu şekilde tanımlamamalı. Kendine özgü bir tarzın olması... Sensin işte." Sesi gece havasını yarıyor. "Tamamen sendin. Başkası değil." Bir elini Gus'ın göğsüne ve bir parmağını da benimkine koyuyor. Tam kalplerimizin attığı yere. "Burası da öyle değil."
~Yağmur damlaları posta kutusunu dövüyor! Bu posta kutusunun beni koruması gerekiyor. Ama neyden, bilmiyorum. Ama yağmur damlalarının çıkardığı sesler tüylerimi diken diken ediyor. Kendi kendime şu cümleyi tekrarlarken kuyruğum dikiliyor: KORKUYORUM. KORKUYORUM. KORKUYORUM!
Clementine: “Gerçekten mi? Bu seni üzüyor mu? Ya da kaygılanıyor musun? Ben hep hayatımı tam olarak yaşayamadığımı düşünüp kaygılanırım. Her imkanı değerlendirmek hiç bir anı boşa harcamamak isterim…
Mektuplar hakkında başka bir şey daha, Rosie. Eğer yazarsan, var olursun. Eğer Kendi hikayeni yazıyorsan o zaman kendi hikayeni anlatıyorsundur. Bunu senin için başka kimsenin anlatmasına izin vermezsin.