Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
karincalar bile yavrulari icin besin biriktirirken, cocuklarinin gelecegini hic dusunmeden elindeki avucundakini o ucak denen, harp gemisi denen, roket denen azrail oyuncaklarina harcayan insanlara ne kadar sovulse yeridir. Cocugun gorup gorecegi butun nimet, olmeyecek kadar yasamaktir. Nasil sermayedarlarin ucret olcusu isciye kendi icin calismaya devam edebilecegi kadar para vermekse, yetiskinin cocuga yaptigi sozum ona fedakarlik, sadece olmemesini saglayacak kadardir.
Reklam
Çocuğun yatağı bile eziyet kaynağı olabilir. Yetişkinlerin o geniş ferah yataklarını düşünün, bir de o çocukların yatırıldığı kafes gibi nesneleri gözünüzün önüne getirin! Yere düşmesinmiş! Yataktan çıkıp onu bunu kırmasınmış! Üstüne üstlük gün ışığıyla uyanmasın diye odası da karartılır. Çocuk değil, kanarya sanki!
Birçok ana baba vardır çocuklarının erken yatmasından övünür durur. Ne o? Böylece geceleri diledikleri yere gidebiliyorlarmış.
Cahil bir anne, kendini çocuğuna karşı azarla, şamarla, ya da ikide bir evden sokağa kovalayarak savunur, ama bunların ardından da yavrusunu kucaklayıp, öperek, gönlünü alacak, ana sevgisini ortaya koyacaktır. Ama toplumun daha seçkin katlarına özgü biçimcilik, sevgi, esirgemezlik, sorumluluk duygusu gibi davranışları hep bir özdenetim ve disiplin kisvesi altında kabullenilir. Bu yüzden de kibar hanımlar çocuklarının elinden kurtulmada çok daha kesin ve acımasız, üstelik hesaplı hareket ederler. Çocuklar, bakıcının eline verilip, ya gezmeye, ya uykuya yollanılır. Bu kadınların emrindeki çocuk bakıcılarına karşı gösterdikleri hoşgörü, ilgi ve olağanüstü itina, çocuklarının kendilerinden uzak tutulması uğruna her şeye razı olduklarını kanıtlar. Çocuk, ortaya çıkıp, hareket özgürlüğü kazanır kazanmaz, etrafındaki devler yanını yöresini kapamak, tıkamak için etmediklerini koymazlar.
İnsanların kendilerine yöneltilecek suçlamaları dinlemeye kendi ayaklarıyla koşmaları garip bir ruhsal olgudur. Üstelik böylece bir araya gelerek söylenene hak verirler ve tuttukları yolun yanlışlığını kabullenirler. Sert ve ısrarlı suçlamalar, bilinçaltına gömülü olan şeyi bilinç düzeyine çıkarır. Bütün ruhsal gelişmeler, daha önce kendi dışında olan bir şeyi içine sindiren bilincin fetihleridir. İşte bu buluşlar yolu boyunca ilerleyerek uygarlık kalkınır.
Reklam
“Ezelden beri insanlar, doğal yasalara müdahaleleri yüzünden, çocuklar için çizilmiş tanrısal planı bozmuşlar, doğanın insanoğlu için öngördüğü gelişmeyi baltalamışlardır. İnsanoğlunun bugün karşılaştığı başlıca sorunlardan biri, şu gerçeği anlamakta gösterdiği aczdir: Çocuk, açığa vuramasa da aktif bir ruhsal yaşamı vardır ve bu iç yaşamı uzun bir sürede ve gizlice bütünleyecektir.”
Çocuğun duyarlılık dönemini açığa vuran tek şey, kendisine açık seçik, kısa kısa sözcüklerle hitap edildiği zaman, yüzünde beliren gülümseme ve sevinçtir. Ya da akşamları yetişkinlerden biri, aynı sözü üst üste tekrar etmecesine ninni okumaya başladığı zaman, duyduğu mutluluk ve huzuru yüzünden okuyabiliriz.
Önyargılardan, basmakalıp görüşlerden arınıp, çocuğun kendi kendini yetiştirmesi için ona yardıma hazırlanmalıyız. Bu yardım, "çocuğun insana dönüşmesi süreci boyunca gizliden gizliye, kendini belli etmeyen, alçakgönüllü bir yardım olmalıdır." Bir yetişkinin çocuğu anlayabilecek kadar ona yaklaşabilmesi, onunla kaynaşması ise, ancak sevgi gücüyle olur.
“Çocuğun motor, yani denetim organlarına sahip olup, sarsak davranmaması son derece önemlidir.”
Reklam
“Çocuk, hırslı bir gözlemcidir, özellikle yetişkinlerin eylemlerine ilgi duyar, onları taklit etmek ister. Bu açıdan yetişkinin sorumluluğu büyüktür. Çocuğun ilerdeki hareketleri için bir esin kaynağı ve bir kılavuz olmanın sorumluluğunu duymalıdır. Ama çocuğun önünde ve bu sorumluluk duygusu içinde hareket ederken kendisini seyreden yavrunun hareketlerini bütün ayrıntılarıyla görebilmesi için de ağır ve sakin davranmalıdır. Yetişkin, böyle yapmayıp, kendi doğal eğilimlerine uyacak olursa, çocuğu eğitecek, ona kılavuzluk edecek yerde, yavrunun ruhunu kendi hızlı hareket ritmine zorlar, böylece telkin yoluyla kendini çocuğun yerine koymuş, onu ikame etmiş olur.”
Evrensel bir organizma olan çocukta bu "duyarlılık dönemleri" ırk, kültür ayrılıkları gözetmeksizin mevcuttur. Belirli bir duyarlılık döneminde çocuk belirli bir bilgi ya da hünere karşı doymaz bir şevk ve açlık duyar.
Çocuğun eğitiminde işlenen bir başlangıç hatası ruhsal yaşamında sayısız sapmalara yol açabilir.
Yetişkinler, ister zebun, ister başarılı olsun, çocuğa kıyasla üstündür, güçlüdür. Çocuk, düşlerinin rüzgârıyla büyüğünü sömürmeye başlar. Yetişkin memnun olur ilkin, çocuğu mutlu kılabildiği için sevinir. Ama verdiği ödünler felaketi olur. Ellerini yıkamasına yardım edeyim der, ama sonunda bu isteğine uyduğu için pişmanlık duyar. Çocuğun
Geri133
510 öğeden 496 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.