Bir başka hissediyorum. Bir pencereye ilk defa saksılar
dizmişim gibi başka. Bir kuş ilk defa uçmuş gibi, hazırmışım
bu başka hisse. Hep içimdeymiş, düşe kalka büyütmüşüm
yüreğimde, ilk kez bir kediye selam vermek geçmiş içimden.
Günaydın, demişim sanki bir ağaca, küçük bir çocuk bana
nasihatler vermiş, sanki hayatın başka bir dilini öğrenmişim. 
Hep Böyle Mi Bu
"*Günaydın! Bal Damlayan Dudaklara; Kalbi Sevgi İle Çarpanlara..
*Merhaba! Her Can a Yoldaş Olanlara..
*Selamlar! Böceğe, Çiçeğe, Ağaca Ve Tüm Hayvanlara...
*İyi Haftalar! Anaya, Babaya, Yaşlıya Ve Tüm Çocuklara..
*Saygılar! Her Dil, Irk, Renk, Fikir Ve Her İnanca."😊☕🌺
Kim bilir
ömür dediğin belki uzun bir caddedir
her gün elinde filesiyle geçen bir kadının
Kim bilir
ömür dediğin belki bir urgandır
bir adamın kendisini bir ağaç dalında astığı
Kim bilir
ömür dediğin belki bir çocuktur
okuldan yalnız dönen
Kim bilir
ömür dediğin belki bir sigaradır
sevişme molalarının rehavetiyle yakılan
Kim bilir
ömür dediğin belki şaşkın bir adamın yoldan geçişidir
şapkasıyla sağa sola günaydınlar diyen
anlamsız gülümseyişler içinde
Kim bilir
ömür dediğin belki çaresizliktir
gece ve gündüze inanıp kendisini yitiren
gözbebeklerimin buğusunda paramparça olmuş bakışlarımın
Sayfa 98 - Islık yayınlarıKitabı okudu
Yamaçların ve açık
alanların kar altında parıldayışını görmek, insana günaydın diyen kuşlar ve
sincaplarla karşılaşmak, tekrar Narnia havasını içlerine çekmek ve Narnia
ağaçlarının hışırtısını duyabilmek için, her şeylerini feda etmeye hazırdı
çocuklar. Kış güneşinde pırıl pırıl akan masmavi nehre (sıcacık ve kırmızı
kiremitli küçük Beruna kasabasındaki nehir) ulaştılar ve Narnia’da balıkçılık
yapan Kıllıkıpırdaklar tarafından bir mavna ile karşı kıyıya götürüldüler
Yeniden Doğuş - FURUĞ FERRUHZAD
(1935 – 1968)
Tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir
seni, kendinde tekrarlayarak
çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek.
Ben bu ayette seni ah çektim, ah
ben bu ayette seni
ağaca ve suya ve ateşe aşıladım!