Hayata geldiği ilk günden beri hayata tutunmaya çalışıyordu güzel kız..
''İnsanlara kendimi kabul ettiricem, bu kız yapabiliyor başarabiliyor dedirticem.''diye diye en çok kendini yıpratmıştı oysa..
Ne insanlar sustu ne kız hayata tutunabildi..
Bir gün o acı haber... ''Yok dediler nerde bu kız dediler ama onu geri getiremediler..
1 hafta tuttular yasını belki de çok daha az..
Yine konuştu insanlar ''Vah vah!'' dediler. ''İyi kızdı aslında..'' Yine duydu insanları sonsuz uykudan uyanmak istedi. ''Kendimi kabul ettirmişken hayır pes etmemeliyim.'' dedi. Yalvardı tanrısına geri dönebilmek için o insanların duygularının savaş aleti niyetine kullanıldığı Dünya'ya. Tanrı seviyordu kulunu insanların aksine her ne kadar küçük kızın aklına sadece zor zamanlarında gelse bile.. Kıyamadı ona tekrar bir şans verdi ona dünyaya gidebilmesi için ama farklı bedende olmak şartıyla..
Kız gelmişti o duyguların vahşice harap edildiği dünyaya. Ama tanımamıştı onu kimse çünk farklı bedendeydi. Bir kez insanlara kabul ettirebilmişti kendini sonuçta yine yababilirdi ama bilmiyordu ki insanlar yine susmayacak yine görmeyecekler başarılarını. Tekrar tekrar geldi dünyaya aynı ruh ama farklı bedenlerle yılmadan ama tabi ki hep hazin son. İnsanlar yine susmadılar yine eleştirdiler yine görmediler hiç bir başarısını. Kız yok etmek istedi kendini ölüm de değildi bu aslında..
Yapmayın yorulduk gerçekten yeter eğer sorun kendimizi kabul ettirmek ise özür dilerim sizden onca ruh adına..
az önce dizi izlerken güzel bir sözle karşılaştım. "en çok değer verdiğiniz şeyi ya da kendinizi kaybedebilirsiniz. ya da belki mutlu anılarınızı kaybetmişsinizdir. böyle zamanlarda çok klişe bir şeye güvenmek zorundayız. umut, o klişe şeye. hepimiz o umut ışığının peşindeyiz..."
01/04/24
Ben hiçbir zaman kimse tarafından en olmadım. Kimsenin en sevdiği, en özeli, en kıymetlisi vb. olmadım. Ben herkesin her şeyini bilirken kimse benim hiçbir şeyimi bilmezdi veyahut bilmek istemezdi. Kimse en sevdiğim rengi, en sevdiğim sayıyı, en sevdiğim şiiri - yazıyı - makaleyi bilmezdi.
Ben hiçbir zaman merak edilen yeteri kadar değere ulaşmayı hissedemeyen bir insanoğluyum. Kimseden üzerime titremesini, kıskanması, saygı duymasını veya göklere çıkarmasını beklemiyorum ama sanırım herkes gibi az ama öz olacak şekilde sevgiye maruz kalmayı isterdim. Evet maruz..
Bu gidişle hiç kimsenin hiçbir şeyi olmadan yaşamayı kendime reva görmüyorum. Ömrüm(24) çok uzun gözükmüyor gibi hissediyorum. Madem ki bu düşüncedeyim o zaman kısa olacak bu ömrüme öz olacak şekilde birkaç seneye güzel olduğunu düşündüğüm şeyler sıkıştırıp göçüp gitmek en iyisi olur gibi. Beni size olur da soran olursa ‘’bir kere doğmuş, fakat her gün farklı farklı hisler yaşayarak vefat etti’’ dersiniz.
“Şimdi de fiziksel olarak aramızdan göçüp ebediyete belki de yüzünün güleceği bir yere gidiyor” deyin. Tanımadığım insanlara bol sevgilerimi gönderiyorum lakin tanıdığımı düşündüğüm berbat ruhlara sahip varlıklara gelecekleri bu yerden selamlarımı gönderiyorum.
-Mâhrez
....
İki yabancıdan evlilik çıkar mı?
“Dünyadaki uyumsuzluklar sevgililerin kavgalarına benzer. Barışma çatışmanın ortasındadır ve ayrı olan her şey birbirine kavuşur. Kalpte damarlar birbirinden ayrılır ve yeniden buluşur ve her şey hayattadır, tek, sonsuz, ateşli bir hayat.” —Hölderlin
Yazının başlığı, kolayca akla gelebilecek anlamları bir
Demokrasinin İslam’dan alınma olduğu doğru mu? Teşvik etmenin hükmü nedir?
Allah’a hamd olsun.
Bütün övgüler Allah’adır.
Birincisi:
Demokrasi Arapça bir kelime değildir. Yunancadan alınan bir kelimedir. İki kelimeden oluşmaktadır. Birincisi: Demos ve insanların hepsi veya halkı kast etmektedir. İkincisi: Kratıa ve yönetmek anlamına gelir.Anlamı ise: bütün insanların veya halkın yönetimi anlamına
Düşüncenin soluk izleri kılıç gibi kesiyordu bedeni
İhanetten oluşan bir dünya
Aynalardan uzak
Gurur
Herşeyi darma duman eden gurur
Yıkıp geçmeseydi bşr anda
Belki de
Kim bilir
Her şey çok daha güzel olabilirdi
Hüsran
Pişmanlıklarla dolu anlar
Kırdığımız cam kırıntıları bu kadar kanatır mıydı
İçinde taşıdığın kalbini
Yürekten gelen doğallığı bu kadar bulandırır mıydın
Kendin olsaydın
Gururunu bir kenara iterek