Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kelebeğin Rüyası
İki genç şairin acılı hikayesi... İki genç şair ne kadar acı çekebilir bilinmez ama onlar acılarını kağıda yansıtmaktan başka bir şey yapmazlar. Bu yüzden onca şiir yazılan kağıtların yüzü karaya bağlamıştır ve hepsi birden fazla çizik barındırır. Şairlerin yara çizikleri kağıtların saf güzelliklerine yansır ve kağıtlar kirlenirken şairlerin
İstanbul için yazılmış kıt'a da bir kelime var ki "Şehriyâr" keşke bu güzel şehrin adı Yunanca İs-tin-polin yerine Şehriyâr olsa diyorsun. Hem çok şairane, yankılı, estetik bir kelime hemde çok derin..
Reklam
üretmek
Yazarlık Yolunda 1. Yazı hakkında öğrendiğiniz her kuralı not edin. Bun- lar, "bir cümleye daima büyük harfle başlayın" ya da "hikâyede ilk olarak zamanını ve mekânını hatasız olarak kurgulayın" gibi her türlü kural olabilir. Bu kurallardan ya en çok ya da en az hoşunuza gideni seçin ve o kuralı çiğneyin. Bir şiir, hikâye ya
ŞÂİRANE BİR GÖZLE DURUM TESPİTİ
Ben mi, Ben şimdi, Penceremden sakin olan sokağı bin bir düşünceyle seyrediyorum. Bakıyorum hayal aynasında kendime, acımasızca ve onu acımasızca eleştiriyorum. Can çıkmayınca huy çıkmaz derler ya, işte bu hesap herkesi kendim gibi biliyorum. Arayanım ve soranım yok, yanımda olur, diye inandığım hiç bir dostu (!) göremiyorum Dünya bu, duvar yapılınca, bütün duvarcılar unutulurmuş, şimdi çok daha iyi anlıyorum KK
Kemal Kartal
Kemal Kartal
Uykulu ve biraz karışık bir kafayla yazıyorum bunu.. Bugün hava bulutlu ve gök gürültülüydü bir kaç damla yağmur düşmüş olabilir ama bence o bir kaç damla bugün hiç kimseyi kirlerinden arındırmadı, gerçi çok daha büyük bir yağmurun da bizi temizleyebiliceğini sanmıyorum malûm baya kirliyiz,hepimiz... Gök gürültüsünü seven bir insanım bozuk havayı,sert rüzgarı,bardaktan boşalırcasına yağmur yağdırmayı bekleyen o kapkara bulutları, şimşeklerin çakışın, gökyüzünün haykırışlarını,cama vuran fırtına rüzgarının cam arasından sızıp tenine temas etmesini o sızan küçücük havadaki fırtına kokusunu.... Güzel bi nevi şairane şeyler yazdığımda anlarım bugün o günlerden biri.. yukarıyı baya güzel yazdım dimi? Ama bugün gökyüzünün kızgınlığını, sinirli ve kasvetli havasını kendime benzetmeme rağmen o an bu konuda hiç birşey düşünemedim, 4 kelimelik bir cümle bile kuramadım... "Gökyüzü benim gibi"diyebildim sadece... Belki de artık fırtınayla özdeşleşen yanlarımız daha azdır. Bu hafta bir arkadaşımla daha arkadaşlığımız bitti... şarz bitti
Sezen Aksu - Ünzile
Bu şarkı küçücük bir kız çocuğunun bir beyaz gelinlik giydirilerek kadınlaştırılma sürecini anlatır. Kadınların herhangi bir konuda görüş belirtmesinin yasaklandığı, bir mal gibi alınıp satılabileceklerine inanıldığı ve tek görevlerinin çocuk doğurup ev işi yapmak sanıldığı coğrafyaların ürünüdür. Sadece erkekler konuşur bu coğrafyalarda, sadece erkeklerin istekleri yerine getirilir. Eş, baba, kardeş fark etmez. En küçüğünün bile koca koca kadınlardan çok daha fazla söz söyleme hakkı vardır. Nitekim Ünzile de tam olarak bu yok sayılan yaralı kadınlardan sadece bir tanesidir. Şairane kişiliğine hayran kaldığımız yetenekli sanatçı Aysel Gürel’in Ünzile ile tanışma serüveni ise ilginç bir hikayeye dayanmaktadır… Bizzat Sezen Aksu’nun bir konserinde anlattığına göre; Aysel Gürel, 1962 yılında Münir Özkul ile bir Anadolu turnesine çıkar. Tüm köyleri kasabaları dolaşan ikili, Denizli yakınlarında bir köye geldiklerinde 11 yaşında bir kız çocuğu ve babası ile karşılaşırlar. “Sarı bir su damlası gibiydi.” sözleriyle bahseder bu kızdan Aysel Gürel. “Mısır gibi saçları vardı. Saz gibi duruyordu babasının yanında.” diye de ekler. Sohbet ilerledikten sonra küçük kızın babası; “Bir hafta sonra evlendiriyoruz.” deyince şok olur Aysel Gürel. “Nasıl yani?” diye sorgular ama baba çok mutludur. Sevinçli bir şekilde “Evet evet evlendiriyoruz.” diye tekrarlar sözlerini. İşte birkaç koyun karşılığında daha 11’inde satılan bu talihsiz çocuğun adı Ünzile’dir. Vicdan ve merhamet sahibi olan her aklı başında insan gibi Aysel Gürel de çok içerler bu duruma ve ortaya o eşsiz şarkı çıkar.
Reklam
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
140 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.