Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Bitirir bitirmez bu kitapla ilgili ne yazabilirim, ne hissettirdi bana diye düşündüm.
Öncellikle çok çarpıcı tespitlere sahip bir kitap; eğlenceli, ufuk açıcı, hüzünlü...
Kitap, Paloma adlı 12 yaşındaki aşırı zeki bir kızın günlük sayfalarından ve Reneé Mitchel’in (Paloma ve ailesinin oturduğu zenginler apartmanının kendi kendini
Selamlar ;
Çok güzel bir kitaptı ... Bu sözle nadir başlıyorum bu ADA kitabı da bu sözü hakediyorsa yazarım . Kitap bittikten sonra içimi buruk bir hüzün kapladı . Belki de kitap süresince ada da olma hayali bana iyi geldiği içindir. Evet hayalim deniz kenarında yaşamaktır benim de. Zorlukları elbette olacak kitapta da zaman zaman okurken hissediyorsunuz .
.
2 evladını evlendirip kendi kabuklarına çekilen Ivan ve Katerina çiftinin Ada da ki küçük evlerine konuk oluyoruz .Gençlikleri , yaşadıkları sıkıntıları , yaşamdan beklentileri ... Bunları bizlere anlattıkça bizler için iyi notlar alacağımız örnekler ile detaylar ile hayat hikayeleri çıkacak karşımıza. Oğlu ve gelinin hikayesinde durdum derin bir nefes aldım. Sonraki sayfalar da Köpeğin kaderi beni Ivan a kızmama sebep olsa da tüylerimin ürpermesine vesile oldu . Hele Katerina’nın Yeğeninin evlerine geldiği bölüm ise yeniden okunmayı hakediyor diyebilirim.Kitap Çok uzun değil , sıkılmayacağınızı düşünüyorum. Her evliliğin son demlerinde bu kitaptaki anlatılanlardan bir kaçı başımıza gelebilir de . Ben kitabı çok sevdim bende derin bir iz bıraktı. Yaş kaç olursa olsun sevdiğinizi söylemekten çekinmeyin, gurur yapmayın bu da benden minik bir dipnot olsun
.
“Yanılmışım senin hakkında.”
“Ben de senin hakkında, sevgilim.”
“Senin için her şeyi geride bıraktım.”
“Sen sahip olmak istediğin şeyleri geride bıraktın, bense sahip olduğum şeyleri.”
.
Kitaplar En İyi Dostlardır
Sahiplenmek ve Özgürlük Arasındaki Tezat İlişki
Genelde kitapların tanıtımlarında ünlü yazarların abartılı eklemelerini kullanırlar. Bakın X yazarı da bu kitaba bayıldı siz de onu seviyorsanız bunu da seveceksinizdir minvalinde bir yaklaşımla referans mı veriyorlar yoksa ilgi mi çekmek istiyorlar bilemiyorum. Çoğu zaman beni yanıltan bu ek sözlere kendimce sinirlenirim. Fakat bu sefer sözü
Sınır tanımayan hayal dünyasına sahip, yaşam enerjisi dolu Anne Shirley’nin anlatıldığı serinin ilk kitabıyla karşınızdayım.
Matthew ve Marilla Cuthbert beraber yaşayan kardeşler aslında. Green Gables’ta yardıma ihtiyaçları olduğu için bir oğlan çocuğu evlat edinmeyi düşünüyorlar. Ama bir hata sayesinde zorlu bir hayat sürmüş, kızıl saçlarını hiçbir zaman sevmemiş Anne Shirley, Cuthbert kardeşlerin hayatlarına dahil oluyor.
Evlatlık alınması ve kızıl saçları nedeniyle alay konusu edilmesi ilk başlarda Anne’i zorlasa da zeka ve hayal kokan cümleleriyle zamanla herkesi etkilemeyi başarıyor. Yaptığı hatalardan ders çıkararak biz okurlara büyüdüğünü kanıtlıyor ve yol gösteriyor.
Green Gables’a geldiği ilk andan itibaren doğanın güzelliğiyle büyülenen Anne, kitap boyunca maceradan maceraya atılıyor. Okula ilk başladığı anda, Diana ile en yakın arkadaş olma sözü verdiğinde, Gilbert’e karşı masum hisler beslediğinde hep yanında oluyoruz.
Yeşilin Kızı Anne’i okurken ruhen dinlendim diyebilirim. Yalın ve akıcı diliyle konudan sıkılmadım; üstelik Anne ile mutlu oldum, yeri geldiğinde de üzüldüm. Yer yer bazı betimlemeler gereksiz uzatılarak ağır bir romantizm dili kullanılsa da genel olarak bu romanı sevdim.
Önce dizisini izlemiş, daha sonra kitabını okumuş biri olarak farklılıklar olduğunu da belirtmeliyim. Ama bu farklılıklar beni yormadı, aksine yeni perspektifler kazandırdı.
Anne ile tanışmanızı öneririm, eminim benim gibi siz de onu çok seveceksiniz. Okumanızı tavsiye ederim.
Kuş Bilimci bir yazar ve filozof bir gazeteci tarafından ele alınmış Kuşların Felsefesi, 20'den fazla kuştan bahsediyor.
İnsana belgesel seyrediyormuş hissi veriyor. Gayet akıcı uslûbu var, bir sonraki bölümde hangi kuşun hangi husûsiyeti ele alacak diye merak uyandırıyor.
Kuşların husûsiyetlerini insanlarla mukâyese etmesi, düşündürmesi oldukça tesîrli.
Farklı bir bakış açısı sunuyor, ufuk açıyor.
Kuşları seyretmek güzel, fakat bir kuşbilimcinin müşâhedesiyle okumak, tefekkür etmek ayrı bir lezzet verdi.
Zarifoğlu'nun "Kuşlara takılıp gidiyor aklım" sözü kıvrandı durdu dilimin ucunda.
Ve bazı biten kitapların ardından söylediğim şu cümle
"Keşke bu kitap bir insan olsa ve sarılsam."
Çok sevdim bu kitabı, keyifli okumalar dilerim.
Mehmet Günsür'ün "İçeriye Bakan Kim?" öykü kitabını okudum. Kim olduğunu hatırlamıyorum, "Mehmet Günsür'ün öykülerini pek severim." demişti biri. Zorba'nın sahaf bölümünde varmış, biraz karıştırayım, dedim. Mehmet Günsür'den bahsedeyim. İsim karışıklığı olmasın, galiba bu isimle bir oyuncu var, acaba bir müzisyen de mi var,
Merhabalar efenim
Size kalemi ile yeni tanıştığım bir yazarın kitabı ile geldim.
Hemen kısa konusundan bahsetmek istiyorum.
Handan ve Yavuzun babaları yıllar önce birbirlerine bir söz veriyor bu söz iki arkadaşın çocuklarını birbiri ile evlendirmek istemesidir.
Yıllar bu sözü unutuldu sanırken bir gün gün yüzüne çıkıyor.
Handan eğlenceyi seven asi kızımız bu sözden ne kadar haberdar olsada pek umursamayıp hatını yaşamaya devam eder.
Yavuz Selim ise Handan’ın aksine Handanı gidip görmüş ve görür görmez aşık olmuştur.
Handanın babası kızının huyunu bildiği için Yavuz Selim ile bir plan yapar ama planlarının Handan tarafından öğrenileceğini kestiremezler.
Hırçın kızımız Handan tabi planı öğrenince dururmu tabikide durmaz.
Handan kalbi ile intikamı arasında kalışını yaşadığı onca şeyi merak ile okudum.
Çok güzel naif bir kalemdi. Yazarın diğer kitaplarınıda çok merak ediyorum açıkçası kısa zamanda alıp okumak istiyorum.
Kitap güzel sürdü beni hiç sıkmadı.
Handanın hırçınlıkları bile sevdim. Ama Yavuz Selim çok aşık güzel bir adamdı.
Okumadıysanız henüz tavsiye ederim.
Pediatrik Onkoloji doktoru bir kocası ve şehrin en iyi paralı okullarından birine giden 12 yaşında bir oğlu vardır.Herşey güzel ilerlerken bir gün seminere giden kocasına ulaşamaz,günler sonra telefonunu evde saklanmış olarak bulur.Ve aynı günlerde velilerden birinin öldürüldüğünü öğrenir.Kendisinin ifadesine başvurmaya gelen polislere anlam veremez.Pek konuşmadığı bir kadın için neden onun ifadesini istesinler ki? Ama gerçek hiç te sandığı gibi değildir.Danışmanlarına söylediği sözü bu sefer kendine söyler. "Bilmeliydim!"
.
Gelelim yorumuma...Kitabı ben genel itibariyle çok sevdim.Grace'in bakış açısına,danışmanlarıyla iletişimine,oğlu için verdiği mücadeleye ve yazarın akıcı anlatımına bayıldım.İlişkiler üzerine düşünülmesi gereken bölümlerle vardı.Kesinlikle hemen okuyayım bitsin denilecek bir kitap değil.Aksine üzerine düşünülecek bir çok detayın olduğu,ağır ağır sindirilmesi gereken bir kitap.Bana kitabın devamı yazılacak gibi geldi.Bu türü sevenlerin kesinlikle okumasını tavsiye edeceğim bir eser. Kitabı bittiğine göre hemen 6 bölümlük The Undoing dizisini izlemeliyim
İnsanların Nasıl Değiştiğini Anlatan Bir Kitapla Geldim Sizlere..
Dünyaya Gözlerini Açarken Annesini Kaybeder Sinem Ve Başka Bir Aileye Evlatlık Verilir. Üniversite Yıllarına Geldiğinde Aniden Tanıştığı Alperle Beraber Bir Yolculuğa Başlayan Sinem İçin İşte Herşey O Zamandan Sonra Başlar. Acaba Sinem Neler Yaşadı? Tanıdım Sandığı Alperi Tanımamışmıydı? Cevabı Kitapta Saklı..
Kitabın Kapağını Çok Sevdim. Verilmek İstenen Mesajlar Olarakta Çok Sevdim. Lakin Bir Yerden Sonra Olaylar Çok Farklılaştı. Fazla Hızlı Geçişler Oldu Bu Durum Beni Rahatsız Etti. Bazı Bölümler Biraz Daha Yavaş İlerleyebilirdi. Lakin Yazarın Kalemini Sevdiğimi Belirtmek İsterim. Ve Kitap Bittikten Sonra Şunu Söyledim Kendime.
"ALLAH'ım Özü Güzel Sözü Güzel Gönlü Güzel,Kendini-Haddini Bilenlere Rast Getir Bizi"
@zezeslibrary Öncülüğünde @kdysosyal Yayınlarından @cem_bstn Kaleminden #sinem Kitabını Okudum.
