Gün olur toprak uyanır ağaç uyanır uyanır böcekler
Sarı bozkır titrer çıplak ağaçlar yeşerir gök yıkanır kirli dumanlardan
Su coşar deniz kabarır canlanır ölü şehirler
Yemyeşil bir rüzgar eser yıldızlar arasından.
Erdem Bayazıt
Ah Şu Deli Gönlüm
open.spotify.com/track/3CWpkr1HE...
Bazen şen bir şarkı
Şu deli gönlüm
Bazen yanık bir türkü
Ah şu deli gönlüm
Bazı gün gürül gürül
Bazı gün kırılır dökülür
Bazen coşar koşuşur
Şu deli gönlüm
Bazen yanar tutuşur
Ah şu deli gönlüm
Bazı gün çok neşeli
Bazı gün mahzun ve kederli
BİRAZDAN GÜN DOĞACAK
Beton duvarlar içinde bir çiçek açtı
Siz kahramanısınız çelik dişliler arasında
direnen insanlığın
Saçlarınız ıztırap denizinde bir tutam başak
Elleriniz kök salmış ağacıdır zamana
O inanmışlar çağının.
Zaman akar yer direnir gökyüzü kanat gerer
Siz ölümsüz çiçeği taşırsınız göğsünüzde
Karanlığın ormanında iman güneşidir
cüppeli 100 şey söylüyorsa 99'u yalan, iftira; 1'i doğrudur. Nureddin Yıldız, Muhammed Emin Yıldırım, Halis Aydemir gibi hocaların takipçileri okuyan araştıran tahkiki imana ulaşmaya çalışan insanlardır. Bu hocalar insanların gözlerini açıyor; okumaya, araştırmaya teşvik ediyor, cüppeli gibilerin tezgahını bozuyor, din tüccarlarının tekerlerine çomak sokuyor. Dinciler tarafından hedef alınmaları gayet tabii.
cüppeli takipçileri, cüppeli gibi birkaç kişinin her dediğini ayetlere iman eder gibi kabul eden, hocalarının kitapları dışına çıkamayan, kazara ayetler hadisler üzerine hocalarının görüşleri haricinde tefekkür etmek nasip olur da hocalarının sözlerinin ayetler hadisler ile çelişme ihtimali üzerine düşünürlerse "siz hocalardan daha mı iyi bileceksiniz" denerek uyutulan kişilerdir.
Nureddin Yıldız, Muhammed Emin Yıldırım, Halis Aydemir hocalar aleyhinde söylenen bir söz varsa mutlaka kendi kitaplarına, videolarına bakın. Biz hocalarımızı hatasız/günahsız kabul etmiyoruz, yanlışları olabilir elbette. Ama hedef alan cüppeli ise mesele yanlışları değildir.
"Güneş bizimle doğar
Yağmur bizimle yağar
Bizimle coşar deniz
Ateş bizimle yanar
Biz Atatürk gençleriyiz." 
Muammer Sun
Ey damarlarımızda donan
buz yüzlü heykeller beldesinden
Yıkıntılar sonrası sığındığım şefkat anası
Ey dağları yerinden oynatan ses,
ey mermeri toz eden rüzgâr
Ey âlemi donatan ışık, toprağa can veren el.
Gün olur toprak uyanır uyanır böcekler
Sarı bozkır titrer çıplak dağlar yeşerir
gök yıkanır kirli dumanlardan
Su coşar deniz kabarır canlanır ölü şehirler
Yemyeşil bir rüzgâr eser yıldızlar arasından.
Şimdi siz taşıyorsunuz müjdenin kurşun yükünü
Çatlayacak yalanın çelik kabuğu
Sizin bahçenizde büyüyecek
Aşkın ve inancın güneş yüzlü çocuğu.
Erdem Bayazıt