Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
halide ve adnan adıvar
Adıvar: “Dr. Adnan Adıvar ve Halide Edip Adıvar Soyadı Kanunu’na itiraz etmişler. Adıvarlara göre, kendileri zaten çevrelerinde tanınan, bilinen, adı sanı malum olan insanlardı, soyadına ihtiyaçları yoktu. Soyadı almak adı sanı belli olmayanlara uygun düşebilirdi. Atatürk’ten gelen ikaz sonucu, kızgınlıklarını belirtmek amacıyla, ‘Bizim adımız, şöhretimiz malumdur’ anlamına gelen Adıvar soyadını almışlardı.” (Emine
ulan. sadsadasdasd
Çeker: Çeker ailesinin soyadının öyküsü, Selanik göçmeni Demir Çeker’in, ağabeyi İbrahim Çeker’le yemek sofrasında gerçekleştirdiği bir sohbetten gelmektedir. Demir Bey, ağabeyi İbrahim’e hangi soyadını alacaklarını sorduğunda, ‘Biz hep rakı çekiyoruz, soyadımız Çeker olsun’ yanıtını almıştır.” (Alper Çeker)
Reklam
Antep: “Dedem gazidir ve Çanakkale’nin Lapseki’ye bağlı Dereoba köyündendir. Gençken hem Gaziantep’te, hem de Çanakkale Savaşları’nda savaşmış ve ayağından vurulmuş. Köyden Çanakkale dışında da savaşan tek kişi olduğundan ona herkes Antepli Celil diye hitap edermiş. Soyadı Kanunu da gelince ‘Biz seni öyle biliriz. Senin soyadın Antep olsun’ demişler, o da kabul etmiş. Çok mülayim, çalışkan, sessiz ve becerikli bir insanmış. ‘Devletim henüz o kadar zengin değil’ diyerek İstiklal Madalyası’nı almamış, maaş da istememiş.” (Ersin Antep)
Ailemizin yaşadığı yer olan Hatay’ın Ordu ilçesinde Türkiye’nin yönetim ve siyasetine uygun olarak değişiklikler gerçekleştirilmişti. Bu ilçenin adı Karadeniz bölgesindeki Ordu iliyle karıştığı için Yayladağı olarak değiştirilmişti.
:D :D
Aşnaz: “Dedemin dedesi lezzetli ve tatlı yemekleri yemek istemediği, diğerlerine naz ettiği için bu soyadını almışız.” (Merve Aşnaz)
Aygır: “Bizim soyismimiz Aygır’mış. Amcamlar 1974 yılında ilkokula giderken okuldaki arkadaşları Mustafa Amcam’a Aygır diyorlarmış. Mustafa Amcam ağlayarak dedemin yanına gitmiş, dedem de Nüfus Müdürlüğü’ne gidip soyadımızı Erdem olarak değiştirmiş.”
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
abasıyanık... sait faikin soyadına dair.
Abasıyanık: “Adnan Özyalçıner: Sayın Raşit Abasıyanık, önce şu Abasıyanık soyadı nereden geliyor. Onu öğrenebilir miyiz sizden? Raşit Abasıyanık: Aslında aile çok önceleri Abasızzadeler olarak anılırmış. Bir lakap olarak. Bunun kökeni şöyle bir öyküyle bize aktarıldı. Öykü ama, öykü derken gerçek bir olay. Sait Faik’in dedesinin babası, zamanında celepçilik yaparmış. Hayvan alıp satarmış. Bu hayvanları genellikle körfezden, karşı yakadan, yani Karamürsel’den ve o yörelerden İzmit’e takalarla getirirlermiş. Hayvanları oraya çıkartırlar ve oralarda pazarlarlarmış. Gene bir seferinde bu takayla İzmit tarafına geçerlerken, Sait Faik’in dedesi olan Mehmet’in üzerindeki aba suya düşmüş. Ve o suya düşüş olayından sonra arkadaşları, ‘Aaa... abasız...’ demişler. Bu abasız lakabı bu olaydan kaynaklanıyor. Soyadı Kanunu’na göre soyadı alıncaya değin bize Adapazarı’nda Abasızzadeler derlermiş. Ancak babam Soyadı Kanunu çıktığında, soyadı almak için kütüğü incelediğinde, Abasıyanık yazılı olduğunu görmüş ve soyadımız o şekilde Abasıyanık olarak tescil edilmiş. Ama esası Abasız’dır, Abasızlar derler bize. Sait Faik de ‘Abasızın Sait Faik’ olarak Soyadı Kanunu’na kadar gelmiştir. Olayın aslı budur.” (Raşit Abasıyanık’tan naklen Adnan Özyalçıner)
Sayfa 119Kitabı okudu
Akçay: “Aile büyüklerimiz köyde büyükbaş hayvancılıkla uğraşıyorlarmış, özellikle inek besliyorlarmış. Soyadı Kanunu çıktığı zaman herkes kendi iştigal alanıyla ilgili soyadları seçerken benim dedelerim Dombazoğlu’nu soyisim olarak seçmişler. Dombaz, inek anlamına geliyor. Dombazoğlu soyadı komik ve alaycı ifadelerle karşılaşmaya sebep oluyormuş. Büyük amcam bundan çok rahatsız olduğundan 18 yaşını geçince kendisinin ve kardeşlerinin soyadını Akçay olarak değiştirmiş.” (Neslihan Akçay)
Kayalı: “Bir akşam, Bağbaşı köyüne kurtlar inmiş. Dedemin babasının köpekleri kurtları fark edip havlamışlar. Köydeki bütün adamlar tüfeklerini alıp kurtları vurmaya başlamışlar. Bir hafta sonra, akşam keçilere saldıran kurtlar köpekleri görüp kaçmışlar. Ertesi sabah büyük dedem toplamış bütün köyü. Kurtların geçtiği nehri kapatmak için çare arıyorlarmış. Büyük dedem, dedemle birlikte nehre gelmiş, yan tarafa kayalıkları ite ite yerleştirmiş ve yolu kapatmışlar. Böylece kurtlar bir daha gelmemiş. Soyadı Kanunu çıkınca köydekiler ve büyük dedem soyadını Kayalı koymaya karar vermişler.” (Furkan Kayalı)
Sayfa 72 - olaylara bağlı alınan soyadlarına örnekKitabı okudu
manço soyadına dair. barış mançonun hayat hikayesinden.
Manço: “Konya ovasında yaşayan Mançozade adlı büyük bir aile, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u almasıyla birlikte Rumeli’ye göç etmiş ve Selanik’e yerleşmiştir. Birinci Dünya Savaşı’na kadar Selanik’te yaşayan Mançozade ailesi, savaşın hayat koşullarını güçleştirmesi nedeniyle tekrar İstanbul’a göç etmiştir. Mançozadelerden Mehmet Abdi Bey İstanbul’da bir konağa yerleşmiş ve arkadaşının kız kardeşi olan Nimet Hanım’la evlenmiştir. Yıllar sonra Nimet Hanım, Barış Manço’nun ‘Gülpembe’ şarkısının ilham kaynağı olacaktır. Cumhuriyet devrimlerini yaşayan aile Soyadı Kanunu ile birlikte Mançozade olan aile adlarını değiştirerek Manço soyadını alırlar.” (Barış Manço’nun hayat hikayesinden)
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Atatürk, lütfi kırdar, kerkük, kütahya...
Soyadı ile değil, ama Kerkük ve Atatürk’le ilgili bir anım. Milli Mücadele bitince, babam siyasi oluşum yerine, mesleği olan doktorluğa devamı tercih ediyor. Ancak, bir süre sonra Atatürk babamı davet ediyor ve ‘Doktor, Milli Mücadele’de büyük hizmetler verdiniz, şimdi de Parlamento’da hizmet vermenizi istiyorum... Siz Kerküklüsünüz biliyorum, maalesef henüz Kerkük’ü yeni Türkiye’ye katmakta başarılı olamadık. Bu bakımdan ismi (K) harfiyle başlayan diğer bir ilimizi temsil edeceksiniz’ diyor. Ve babam Kütahya milletvekili oluyor!” (Dr. Lütfi Kırdar’ın oğlu emekli büyükelçi Üner Kırdar)
Sayfa 107Kitabı okudu
otuzbirler - otuzbir - ergenekon
Otuzbir: “Okul yıllarımda, özellikle erkek çocukların benimle alay edip gülmelerini anlamaz, ben de onlarla birlikte gülerdim. Hatta okulun açıldığı ilk günler derse giren öğretmenlerim sınıf listesini ellerine aldıkları zaman listeyi önce yukarıdan aşağıya tarar, sonra Şenay Otuzbir derlerdi. Ben de minnacık bir kız ayağa kalkar, ‘Efendim’ derdim; bakarlardı ve oturturlardı. Bütün talebeliğim boyunca bunu yaşadım. Gelen her yeni öğretmende ilk önce benim ismimin söylenmesi benim için kaçınılmaz bir durum olmuştu. Erzurumlu dedem, savaş yıllarında 31 arkadaş, düşman çemberinin ortasında kalmışlar ve orada kıyasıya bir mücadeleyle hiçbir kayıp vermeden kurtulmuşlar ve daha sonra da Otuzbirler diye anılmaya başarmışlar. Dedem de unutamadığı, zor fakat gurur verici günler anısına soyadını Otuzbirler olarak kaydettirmiş. Zaman içerisinde ise nasıl olduysa eksik yazılarak bize sadece Otuzbir olarak gelmiş. Ağabeyim soyismini Ergenekon olarak değiştirdi...” (Şenay Yıldızkapan)
olaya bak...
Yurtbekler: “Rahmetli dedem Milli Mücadele yıllarında yaklaşık sekiz sene askerlik hizmeti yapmış. Bu süre zarfında pek çok cephede savaşmış. Yaklaşık iki yıl İngiliz esaretinde kalmış. Terhis olduktan sonra trenle Hatay’a gelirken su içmek için indiği treni kaçırmış ve yaya olarak yola devam ederken askerler tarafından tekrar orduya alınmış. Böylece bir süre daha askerlik yaptıktan sonra adını bilmediğimiz bir paşanın çiftliğinde kâhya olarak çalışmaya başlamış. Dedemin hikâyesini öğrenen paşanın önerisiyle soyadımız Yurtbekler olmuş. Benim adımdaki ‘paşa’ işte bu bahsi geçen paşaya istinaden verilmiştir. Dedemin adı da Veli’dir.” (Velipaşa Yurtbekler)
Duman: “Rıza Duman’ın dedesi ve köy halkı birlikte köyün meydanında ateş yakıp etrafında toplanırlarmış. Duman hep onun oturduğu tarafa gelirmiş. Bir gün soyadı için gezerlerken ona da sormuşlar soyismin ne olsun diye. Halk da bir ağızdan Duman deyince, o da olsun bari demiş.” (Ayşe Kara)
balıkesir ve çanakkale sağdıç ve efe dolu hâlâ. :D
Sağdıç: “Babamın dedesi yani büyük dedemizin askerlik arkadaşı aynı zamanda evlenirken sağdıcı olduğundan, o arkadaşı da Soyadı Kanunu çıktığında orada görevli bir memur olduğundan, büyük dedemize soyadımızın Sağdıç olmasına ilişkin bir teklif sunmuş, dedem de kabul etmiş ve soyadımız Sağdıç olmuş.” (Serpil Sağdıç, Balıkesir)
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.