Işığın savaşçısının savaşa girmekten korktuğu olmuştur.
Işığın savaşçısının, herhangi bir zaman, yalan söylediği ya da birisine ihanet ettiği olmuştur.
Işığın savaşçısının kendisine ait olmayan topraklara girdiği olmuştur.
Işığın savaşçısının, çok önemsiz nedenler yüzünden acı çektiği olmuştur.
Işığın savaşçısının, hiç değilse bir kez, ışığın savaşçısı olmadığını sandığı olmuştur.
Işığın savaşçısının manevi görevlerinde kusur işlediği olmuştur.
Işığın savaşçısının 'hayır' demek isterken 'evet’ dediği olmuştur.
Işığın savaşçısının sevdiği birini kırdığı olmuştur.
İşte bu yüzden ışığın savaşçısıdır o, bütün bunları yaşadığı ama yine de daha iyi biri olacağına ilişkin umudunu yitirmediği için.
İnsanlara kızmama imkan yoktu, çünkü insanların en kıymetlisi, en iyisi, en sevgilisi bana en büyük kötülüğü etmişti ; diğerlerinden başka bir şey beklenebilir miydi?
“Küfretme," diye sözünü kesti Ruth.
Bu azar Martin’i irkiltti. Sonra da kulak tırmalayıcı bir kahkaha patlattı.
"İşte bu," dedi, “bu kadar önemli bir anda, hayatının mutluluğu tehlikede görünürken, sen yine aynı şekilde hayattan korkuyorsun; hayattan ve tam yerinde edilmiş bir laftan."