"Evet" diyorum kederle, "yine de o yaşlı cankiye daha iyi kulak vermeliydim; her köşe başında bir aşık vardır demişti, hepsi aynıdır evlat, bir tanesine takılıp kalma."
Sanki ben tozlu bir çöp kovasında uyanan bir örümcekmişim, sanki dünya bana göre değilmiş ama tam diğer yaratiklara göreymiş gibi daha havai, kendi içlerinde daha kararlı ve tutarsızlığın lekesine daha az meyilli yaratiklarn...
İnsan deliliğe doğru yol aldığını nasıl da açık seçik fark ediyor: Zihinde bir suskunluk oluyor, vücutta yeni bir sey olmuyor, idrar kasıklarınızda birikiyor ve kaburgalar büzüşüyor.
İkimiz de yatağımızın çevresindeki dünyanın kabusunu gördük ve o suçluluk-kıskançlık ilk kez düştü aklıma, tüm bu hikâyenin düğüm noktası: Mardou'yu istiyorum çünkü beni reddetmeye başladı.