Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
AB'nin bizi kendi bünyesine kabul etmek istemediği halde istiyormuş gibi görünmesi, başka bir âleme baş olabilme hususundaki tarihî ve fiilî imkânımızdan korkulmuş olmasındandır. Çünkü böyle bir şans, sadece azametli bir tarih mirasına sahip olan Türkiye'de mevcuttur. Bu şansı kullanmak başta Batı Âlemi olmak üzere İsrail'in menfaatine ters düştüğü içindir ki, bizi AB kapısında nisbî bir ümidle bekleme siyasetine âmil olmaktadır. Bundan birkaç sene evvel filizlenen bir temâyül olarak "D8"ler hareketi Batıya bizim geleceğimiz hususunda derin bir korku ve endişe îrâs etmiştir. O hareketin îkazıyladır ki, bizi oyalayıp zaman kaybettirmeyi prensib haline getirmişlerdir.
Sayfa 131 - Sebil YayıneviKitabı okudu
Cümleten huzurlu geceler dilerim..
Saygı Saygı önemlidir, saygı insanın kimliğidir, saygı insanın sevgisini gösterir, saygı edeptir, saygı karakterdir, bir insanın sana saygısı yoksa sevgisi de yoktur. hayatınıza size gerçekten değer veren, saygı duyan, sizinle gerçekten iyi iletişim kuran, sizi anlayan insanlar alın. Çünkü insan neyden yorulur bilir misiniz? anlayışsız insandan, dinlemeyen insandan, kendine ve kendisi ile ilgili hiçbir şeye saygı duymayan insandan yorulur... Sana saygı duymayan birinden sevgi bekleme(!) youtube.com/watch?v=WpsNPI4...
Reklam
D-8, Endonezya'nın Önemi ve Endonezya Devlet Başkanı Yusuf Habibi..
D-8 projesinde önemli ülkelerden biri de Endonezya idi. Endonezya'nın Cumhurbaşkanı o dönemde Prof. Dr. Bahrettin Yusuf Habibi uzmanlık alanı uçak mühendisliği olan bir zat idi. Necmettin Erbakan ile tanışıklıkları Almanya'da doktora ve doçentlik çalışması yaptığı yıllara dayanıyordu. Bu iki yakın arkadaş çok önceden Müslüman ülkelerin böyle bir birliktelik ile bir araya gelmesi gerektiğini, her ülkenin değişik alanlardaki başarılı çalışmalarını entegre ederek üretim yapmalarını düşünmüşlerdi. Erbakan bu anlamda Endonezya'ya büyük önem atfetmekteydi. Çünkü bu ülke bazı sanayi dallarında özellikle de uçak sanayinde önemli gelişmelere sahipti. (Kutan, 2020) Yusuf Habibi D-8'in kuruluşunda en büyük destekçi, hatta Erbakan'la birlikte D-8'in ikinci kurucusudur. Türkiye'ye müteaddit kereler ziyarete gelen Habibi'ye Prof. Dr. Sabri Tekir Erbakan'ın talimatıyla kendisine eşlik etmiş ve yakın görüşmelerine şahit olmuştur. (Tekir, 2020)
Sayfa 96 - MGV YayınlarıKitabı okudu
Soğuk Savaş Sonrası Gücün Mahiyeti Değişti..
Soğuk savaş boyunca askeri güçler, güç analizinde en etkin faktördü. Fakat günümüzde küreselleşme ve uluslararası örgütlerin etkinliği de hesaba katılırsa güç, ikna ve pazarlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Medyanın bu kadar etkin olduğu bir dönemde askeri gücün geri plana düşmesi gücün etkenlerini değiştirmiştir. Bu anlamda sert güç etkisini yitirmiş, yumuşak güç önemini arttırmıştır.
Sayfa 31 - MGV YayınlarıKitabı okudu
Erbakan Hoca'nın Mücadele Anlayışı..
Erbakan'ın tarihsel bir mücadele anlayışı vardır ve bu mücadelenin insanlığın başlangıcından beri süregeldiğini belirtir. Erabkan'a göre bu mücadele inanç merkezli bir mücadeledir. Kendisinin savunduğu idealler bir taraf, Irkçı Emperyalizmin savunduğu ideallerin de diğer tarafa olduğunu her fırsatta dile getirir.
Sayfa 63 - MGV YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Erbakan Hoca'nın Nijerya Ziyareti..
Recai Kutan, D-8'in kurulma sürecinde Necmettin Erbakan'la birlikte yapmış oldukları bir ziyareti anlatır; D-8 vesilesi ile son durağımız Nijerya idi. Bu çok enteresan bir ziyaret oldu. Uçaktan indik, bir de ne görelim mahşeri bir kalabalık. Havaalanından şehrin merkezine kadar kıyametler kopuyor. Çocukların gençlerin elinde Türkiye bayrakları var. Cumhurbaşkanı, bizi büyük bir heyecanla karşıladı. Ondan sonra cumhurbaşkanlığı makamına geldik. Erbakan Nijerya Cumhurbaşkanı'na sordu "Benim bildiğim kadarıyla, cumhuriyet kurulduğundan bu yana Nijerya'ya ilk gelen Başbakan benim. Bundan evvel böyle bir ziyaret olmadı. Halk bizi nereden tanıyor ki bu kadar coşkuyla karşıladı?" Cumhurbaşkanı gülerek dedi ki: "Siz farkında değilsiniz Biz sizi Osmanlı'nın torunları olarak görüyoruz. Hala bizim hafızamızda, halkımızın tamamında Osmanlı'nın etkisi var. Özellikle Afrika, müstemlekeciler arasında taksim edildiğinde bizim buralara İspanyollar, Portekizler, İngilizler geldi. Buraları tam anlamı ile sömürüyordular. O dönemde bize sahip çıkan tek ülke Osmanlı oldu. Dolayısı ile bu sevgi size Osmanlı'nın torunları olduğunuz içindir." Recai Kutan, Erbakan ve kendisinin bu sözlerden sonra gözlerinin yaşardığını da aktarır. Güç Denkleminde D-8 - Merve Aydın Küçük, Recai Kutan'la yapılan görüşme.
Sayfa 73 - MGV YayınlarıKitabı okudu
Yumuşak Güç ve Sert Güç Nedir??
Yumuşak güç, değişen dünya şartları içerisinde aynı sonuca ulaşmak için farklı yöntemlerin kullanılmasıdır. Sert güç kullanımında araç askeri ve ekonomik kaynaklar iken yumuşak güç; kültür, sanat, müzik, sinema, eğitim vs. olarak ortaya çıkmaktadır. İki güç arasındaki en büyük farklılık hedef kitlede neticede uyandırılmak istenen duygudur. Sert gücün neticesinde korku meydana gelirken yumuşak gücün neticesinde sempati ve hayranlık oluşmaktadır. Yumuşak güç, gönüllü alıcılar oluşturur. Sert güç hızlı sonuç alabilir fakat yumuşak güç uzun vadede sonuç alabilir.
Sayfa 32 - MGV YayınlarıKitabı okudu
126 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.