Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar Zühre bir şarkı tutturmuş Bâbil'den kalan Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır Bir Hârût'la Mârût,(*) bir de ben dinliyorum. Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına Senin namına yıldızları kıskanıyorım. Kim bilir kaç ışık yılı uzakta Öfkeyle kollarını çemriyor yalancı fecir İmanım gibi biliyorum vakit asılmak vaktidir Ve Taksim gazinolarında trahomlu şairler Mısra arıyorlar masaların altında Kanını içiyorlar bilmeden "Cennet atları"nın Ben yurdumun en sert tütününden bir sigara sarıyorum Dumanı ciğerlerime değil iliklerime çekiyorum Ne kadar ürkek ceylan varsa Asya çöllerinde Domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at Başlıyorlar koşmaya kılcal damarlarımda Sıcak solukları yalarken alnımı Toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda.
Dilaver Cebeci
Dilaver Cebeci
"ne kadar ürkek ceylan varsa asya çöllerinde, domaniç yaylasında ne kadar dizginsiz at başlıyorlar kılcal damarlarımda koşmaya sıcak solukları yalarken anlımı toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda..."
Dilaver Cebeci
Dilaver Cebeci
Reklam
gittiğim yolu ters düz eden kitaptan aklımda kalan tek bir şey yok. fakat tüm ruhuyla damarlarımda gezindiğini hissediyorum.
“Ne kadar ürkek ceylan varsa Asya çöllerinde Domaniç Yaylası’nda ne kadar dizginsiz at Başlıyorlar kılcal damarlarımda koşmaya Sıcak solukları yalarken anlımı Toynaklarını hissediyorum alyuvarlarımda”
Dilaver Cebeci
Dilaver Cebeci
Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar Zühre bir şarkı tutturmuş Bâbil'den kalan Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır Bir Hârût'la Mârût,(*) bir de ben dinliyorum. Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına Senin namına
Beni ateşe verdim...
Yarattığım acıyı hissediyorum Damarlarımda dolaşan bir zehir gibi Beni ateşe verdim
Reklam
Delal'iye
deniz'de yüzüyorum, damarlarımda kızıl kan. gün batımı, batan güneşe doğru ilerliyorum seni düşünüyorum. ve seni tıpkı sular içindeyken damarlarımdaki sıcak kanı hisseder gibi seviyorum hissediyorum, seviyorum batan güneşe ilerliyorum, doğumunda kavuşacağım sana doğru özlemim güneş doğana dek karanlık çökene ve gün belirene dek. dalgalar arasında bu kavuşma çok zor sen çok uzak ve tüm akıntılar benim tehdidim tüm boğulmalar bu aşka engel ama sen yine doğ, doğur besle toprakları sular içinde de boğulsam ölü bedenim ısıttığın topraklara ulaşacaktır topraklarınla tohumlara karışacak tuzlu su senin ışığınla arınacak ve yeşertecek kimliklerimizi
Tik tak, tik tak. Tik ve tak...
İyi Akşamlar. Ağustos ayı öykü etkinliği kapsamında ismini vermek istemeyen bir arkadaşın öyküsünü paylaşıyorum aşağıda. İyi okumalar. Tik tak, tik tak. Tik ve tak… Saat çığlık atıyor. Götürüyor elde avuçta kalanı. Geçen vakit sıradan. Vardiyasından yeni çıkan bir işçinin yorgunluğu sinmiş fahişe kaldırımlar şehrine. Sabaha karşı. Ve saat
Sensizlik
Hayat geçiyor içinde karanlıkların Kimsenin haberi yok önünden başka Kıvranıyorum içinde kalabalıkların Herkesin hayatı çözülemeyen karmaşa Hissediyorum yalnızlığı hücrelerimde Her birey yaşar kendi hâlinde Kimse bilmez neyi eksik de Ağlar anneler sokak köşelerinde Nası özledim veletlerin gülüşme sesini Kapının kapanışı ve kalbin atışı Bilinmeyenin ortasında seni bilmeyi Seni istiyorum lütfen unutma beni Yokluğun sıkışıyor damarlarımda Nefes almak elem geliyor şimdi Duramıyorum artık buralarda Sensizlik annenin yokluğu gibi
86 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.