Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün büyük ahlâk sistemlerine bak. Ta doğu dünyasından başlayarak. Hepsi de kişisel zevki feda etmeyi öğütlemiyor mu? O laf kalabalığın altında hep aynı amaç yok mu? Feda et, kapılma, kendini inkar et. Yalan mı? Hep tekrarlayıp durdukları nakaratı bilmiyor musun? ‘Vazgeç, vazgeç, razı ol, razı ol.’ Günümüzün manevi atmosferine bir bak. Keyifli
Sayfa 892 - Plato Film YayınlarıKitabı okudu
Kelimeler
sonsuz ufka ayaklarında gidemezsin beynindekiler olmadan sonsuz bir ışık kaldı güneşten geceye ayla dans eden
Reklam
FAİLİMUHTAR
1- (eskimiş) Kendi isteğiyle hareket eden, isteğini yapmakta serbest olan. 2- (eskimiş, mecaz) ► başına buyruk. "Başına buyruk" sözü beni yirmi yıl önceye götürdü. İngiltere’de yüksek lisansımı yapıyordum. Zor bir haftaydı. Amerikan Devlet Başkanlarının dış politikalarını karşılaştırmalı bir şekilde analiz etmem gerekiyordu. Sabahlara kadar kütüphaneden çıkamıyordum. O gün de eve çok geç gelmiştim. Çok yorgundum. Sabah erken saatte dersim vardı. Bir iki saat uyusam iyi olacaktı. Uyudum. Uyanırken çok zorlandım. Telaşla evden çıkarken anahtarımı evde unutup kapıyı çektim. Otobüsü kaçırdım. Leicester’de yaşayanlar bilir. Yağmur ve rüzgâr aynı anda dans eder. Dersi kaçırmamak için yağmurda yürüdüm. Sınıfın kapısına geldiğim zaman derse tam üç dakika geç kalmıştım. Sırılsıklam… Profesörün kapıdan giriş anını gördüm. Arkasından girdim ki beni durdurdu. Tüm sınıfın önünde bana “Sen başına buyruk musun? Giremezsin! İkinci derse gel!" dedi. Tamam deyip çıktım. O günü hiç unutamam. Tam yirmi yıl sonra “başına buyruk” kelimesinin yine benim için kullanılmasının ardından Türk Dil Kurumuna danışayım dedim. Başına buyruk; kimseden izin almaksızın dilediği gibi davranan kimse, failimuhtar... (Prof. Dr. Deniz İşçioğlu)
%100
"Yeteneğini keşfedip onun peşinden giden her insan 'dâhi' olabilir."
Sayfa 67
"* Okulun koridorunda ki bir söze takılmıştı gözüm, şöyle yazıyordu ; 'Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır. Albert Einstein.' Ne garip ; geleceğimi, beni ve benim gibi olan öğrencileri ötekileştirerek belirlememişler miydi? "
Sayfa 62
Öğretim kurumlarında ki şiddete ne demeli...
"* Basit bir veli toplantısını unutmuşum ama o tokadı senelerdir unutamadım işte."
Sayfa 55
Reklam
Öğretmen olmayı sadece ticari görenlere hitaben...
"* Onlara kızmamak gerek; rol modelleri öĝretmenleriydi ! Vicdansız olmayı ondan öğrenmişlerdi. "
Sayfa 40
Kesinlikle katılıyorum...Çocukla çocuk olabilmeli...
"Çocuklarla konuşurken kendimden ödün veriyorum. Çocuğun iç dünyasına girebilmenin yolu, kendi iç dünyandan ödün vermekle oluyor."
Sayfa 35
"Bir çocuğun üzüntüleri onun karakterinin şekillenmesinde rol oynayan çok önemli etkenlerden biri. "
Sayfa 32
"Bence öğretmen olacak kişinin içinde önce çocuk sevgisi olmalı ve çocuk psikolojisinden biraz da olsa anlamalıydı. Gelecek emanet ediliyor öğretmenlere, bu sanıldığı kadar basit bir şey değil. Bize sürekli ona sahip olduğumuz için şanslı olduğumuzu, bizim yerimizde olmak isteyen binlerce öğrenci olduğunu söylerdi. Ama birinin ona kendisinin de şanslı olduğunu hatırlatması gerekiyordu. Çünkü gelecek ellerindeydi. En doğru yolla şekillendirmek onun elindeydi. Atanamayan öğretmenler vardı. Onun yerinde olmak isteyenler vardı. Bu şans işi karşılıklı bence. "
Sayfa 25
Reklam
Çocuğunuz bugünde kavga etti, arkadaşına sataştı vs. Bitmiyordu...
"Aslında okulda değilken dışlanmalara maruz kalmamak için hep gardımı takınırdım. 'Gardım' öfkeydi. Sürekli sinirliydim."
Sayfa 19
Bir Rüzgar Yaman gördüm sanki...
"Çocukken okul benim için işkenceydi. 'Annem beni seviyorsa beni neden oraya yolluyor ki,' diye düşünürdüm hep. "
Sayfa 17
"Keşke doğru ve mutlu bir insan olmak her şeyden daha üstün tutulsaydı. "
Sayfa 14
359 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.