Kur'ânî bir hayat yaşayan Ömer Muhtar, Hz. Yusuf'un şu duasını da dilinden düşürmezdi. "Rabbim! Gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada ve ahirette sen benim velimsin. Benim canımı Müslüman olarak al ve beni iyilere kat."
Politikacılar, parti programlarıyla ülkenin meselelerini halledeceğine inanırlar, dava adamları ise insanı değiştirmeden hiçbir şeyin çözümlenemeyeceğinin farkındadırlar... Yazıcıoğlu politikacı değil, dava adamı idi.
Sayfa 147Kitabı okudu
Dava adamı için ciddiyet olmazsa olmazlardandır. İbadetlerde ciddiyet, günahlardan uzak durmada ciddiyet, şahsiyeti muhafaza etmede ciddiyet ve vazifeleri yerine getirmede ciddiyet. İbadetlerdeki ciddiyet her ibadetin, her secdenin, her okuyuşun, her zikrin hakkını vermeye ve bu ibadetleri bilinçli bir şekilde yapmaya gayret etmektir. "İşte bu ihlastır." Günahlardan uzak durmada ciddiyet, gözü, kulağı, dili, kalbi, mideyi ve bütün uzuvları günahlardan uzak tutmak için bilinçli bir teyakkuz halini kuşanmaktır. "İşte bu takvadır." Şahsiyeti korumada ciddiyet, laubalilikten, hafiflikten, kararsızlıktan, evhamlardan ve korkaklıktan kaçınmaktır. "İşte bu vakardır." Vazifeleri yerine getirmede ciddiyet ise her görevin hakkını vererek büyük bir titizlikle yerine getirmektir. İhmalkârlıktan, boş vermişlikten kaçınmaktır. İşi elinin ucuyla değil bütün benliği kavramaktır. Taşın altına elini değil bütün bedenini koymaktır. Her vazifeyi zafere giden yolda bir adım olarak görüp bu heyecanla iş yapmaktır. "İşte bu ihsandır.
Karısı onu aldatıyorsa koca di­ğer adamı zararın (malına verilen zarar) tazmini için dava edebiliyordu.
"İnsanların uykuda olduğu zamanlarda eğer dava adamı ayaktaysa, o dava başarıya ulaşır. Allah Resulü (s.a.v.) herkesin istirahate çekildiği bir anda ayaktadır. Herkesin kendi rehavetine kapıldığı anda o, davası için yollardadır."
Ben vatanımı, bedenim toprak olup Rabbime kavuşuncaya kadar terk etmeyeceğim. Ölüm bana bütün bunlardan daha yakındır. Ben de ölümü her an beklemekteyim.
Sayfa 27 - Ömer MuhtarKitabı okudu
Cesurluk cömertlikle korkaklık da cimrilikle ayrılmaz bir bütündür. Ömer Muhtar'ın misafirleri arasında tekrarlayadurduğu şu sözünü tarih, bizim için kaydetmiştir. "Var olanı kısmayız, yok olana üzülmeyiz." Kuran ve sünnet, cömertliği ve infakı övmüş cimriliği ise yermiştir. Allah şöyle buyurmuştur: "Onlar, korkarak ve ümit ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez." Ömer Muhtar, mal ve servet düşkünü değildi. Babasından miras kalan üç beş büyükbaş hayvan, arazi ve evini daha on altı yaşında iken akrabalarına bağışladı. Medrese yıllarında bile okulun masraflarını kendisi üstlendi. Bir aile kurduktan sonra rızkını hayvan ürünlerini satarak elde etmeye çalıştı. Hayatını kanaatkâr bir şekilde geçiren Ömer Muhtar, bütün gayretini misafirleri ve askerleri için harcadı. Kardeşlerini kendisine tercih eden Ömer Muhtar, hayat anlayışını da "Varlıkta cimrilik yapmama, yokluğa ise üzülmeme" üzerine kurmuştu.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.