Siz, bir halkın anadilini kanunlarla, kolluk kuvvetleriyle ev içlerine hapsedeceksiniz, anadili dışında bir dille ancak yaşama hakkı tanıyacaksınız, yurdunda yurtsuz edeceksiniz kısaca, sonra da o halktan çıkmış bir büyük edebiyatçıya (Yaşar Kemal), hiçbir harfi adil olmayan bir davet çıkaracaksınız: "Eğer Kürt ise Kürtçe yazsın da görelim." " Özgürlük olmayınca evren olmaz" diyen Sayın Dağlarca, bülbülün dilini koparıp 'şakı bakalım' demek, daha yaralayıcı değil, yukarıdaki dizenizin ışığında bakınca bu söze. "Kürtleri şöyle tanımlıyorum( ... ): Türkiye'nin dağlık yerlerinde kalmış, eski ırkların bakiyesi. İçlerin de tam Kürt de yoktur. Her türlü ırktan insan vardır aralarında. " Hitler'in Yahudilere bakışı ile sizin Kürtlere bakışınızı, kim, nasıl lehinize çevirebilir? Birisi de çıkıp, "Türkler Türkiye'nin ovalık yerlerinde kalmış eski ırkların bakiyesi" dese, ne söylemiş olur Sayın Dağlarca? Bu bakışın bilimsellikle, çağdaşlıkla, Türk ve Kürt halklarının tarihsel/kültürel gerçeği ile uzak yakın bir ilgisi olabilir mi?