Uyanın ey uykusunda erenler, davulu düğün dernekte görenler. Kalkın. Uyanın derin ve ebedî uykular içindeki uykularınızdan. Görmezden gelenler, bilmezden gelenler, duymazdan gelenler! Rüya içinde rüya görenler, suskunluk ipine çapraz çapraz dolanıp, ağaç gövdesinden farksız duranlar. Uyanın! Uyanın da görün artık olanı biteni yitip gideni. Gidip de gelmeyeni, duvarları ancak çarpınca göreni, yağmuru ekinden ayrı düşünemeyeni, ortadan bölüp de pay etmeyeni, emeğinizi size geri satanı, ezeni ve ezileni. Görün artık, bilin artık. Uyanın! Uyanın, davulcu geldi.
Ardından yüreği yalnızca kendisiyle dolu olan duvarları ancak çarpınca gören ve başkasının yangını ile evini ısıtıp yemeğini pişirenler gibi sustu. Şair gibi, kitap gibi, çoğu zaman da köy gibi sustu kadın.
Belki de herkes, gerçeğin sıkıştırdığı ve en ufak bir irkilmede içinde bulunduğu rüyadan çıkacakmış gibi bekleyen inatçı bir öğlen uykusunun kıyısındaydı.
Rüya dediğin inandıkça görülürdü elbet. Belki de gördüğü sâdece, boşlukta bıraktığı en kuytu niyetleri kalın ve ağır bir yorgan gibi örten, gerçeğe çok ama çok yaklaşmış bir kâbustu.
Kalkın. Uyanın derin ve ebedî uykular içindeki uykularınızdan. Görmezden gelenler, bilmezden gelenler, duymazdan gelenler! Rüya içinde rüya görenler, suskunluk ipine çapraz çapraz dolanıp, ağaç gövdesinden farksız duranlar. Uyanın! Uyanın da görün artık olanı biteni, yitip gideni. Gidip de gelmeyeni, duvarları ancak çarpınca göreni, yağmuru ekinden ayrı düşünemeyeni, ortadan bölüp de pay etmeyeni, emeğinizi size geri satanı, ezeni ve ezileni. Görün artık, bilin artık. Uyanın!
"Unutma ki en iyi muhabbet, bitince, kişiyi korku ile ümit arasında bırakan muhabettir. Sen sustuktan sonra insanların içine korku ve ümit aynı anda düşmeli!"
"Unutma ki en iyi muhabbet, bitince, kişiyi korku ile ümit arasında bırakan muhabettir. Sen sustuktan sonra insanların içine korku ve ümit aynı anda düşmeli!"
Oruç dediğin ecdâdının senelerdir büyük şehirlerde yaptığı gibi çalatokmak davulun dövülmesiyle başlardı hem. Çoluk çocuk, enik cücük bile davulun bu heybetli işareti ile illiğe uyanacak, sıcak bazlamalarından koparıp, köpüklü çaylarından çekerek iştahla başlayacaklardı oruca.