Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-Güle Ne Gerek- Şiiri ( Ozan Naçari Baba)
Çağlayıp dururum gönül evinde, Ağlarım gözümde sele ne gerek, Sakınırım daim kader devinde, Beni dostlar vurdu ele ne gerek. Aşkın gemisine daldım dalalı, Özümü ateşe saldım salalı, Hüda'dan payımı aldım alalı,
Sayfa 218 - Ay YayınlarıKitabı okudu
şubat - 26.bölüm giriş sahnesi (saltuk ve gülüm)
saltuk: istanbul, evrenin en kadim kentlerinden biri. insana ait ilk izler bu şehirde görüldü. üç yüz bin yıl istanbul vardı, üç yüz bin yıl. gülüm: istanbul, şairlere de katillere de ev sahipliği yaptı. kardeşinin canına kasteden milyonlarca zalimi görmezden geldi. sustu. sustu ve onlara ev sahipliği yapmaya devam etti. saltuk: ben istanbul da
Reklam
Bu ıtır senin icâdın değil, saçlarımdan uçan bahardır. İster gökyüzünde seyret, ister gözlerimde. Körler onları görmese de, yıldızlar vardır.
Bir yetim çocuktur günlerim gülüm Seslerim kırıktır yatağım zindan Nolursun tez elden beni de çağır Al götür yanına sevdiğim aman
DOSTA DÜŞMANA KARŞI
Zindanlardan taşa taşa kar beni Mamaklardan Metrislerden sor beni Diyarbekir'e kanla bastım mührümü Ceset ceset kefen kefen sar beni Bu türkü mor dağların emanetidir Firari mahpuslara bir avuç su Bir türkü dilimi içerdekine Çeyiz sandığına oyalı yazma Memeye süt Ve baharın toprağa bereketidir Sığmaz dört duvarın yasına dikenli tele Cesur
Reklam
Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler.
Sayfa 79 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü. En acayip gücümüzdür, kahramanlıktır yaşamak: Öleceğimizi bilip Öleceğimizi mutlak.
Sayfa 77 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, meselâ, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için yaşamak, yani ağır bastığından.
Sayfa 62 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Dünyanın En Tuhaf Mahlûku
Akrep gibisin kardeşim, korkar bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlardasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, -demeye de dilim varmıyor ama- kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
Sayfa 58 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.