Kitap, Alicia Berenson'ın hayatını ve geçirdiği travmatik bir olaydan sonrasını ayrıntıları ile anlatıyor. Alicia, kocasının ölümünden sonra şok içinde veridiği ifadeler nedeniyle akıl hastanesine yatırılıyor ve yıllarını bu şekilde geçiriyor. Sonrasında Theo Faber adındaki bir psikoterapist ile tanışıyor. Theo, sadece Alicia için onun olduğu akıl hastanesinde işe başlıyor ve ona yardımcı olmaya çalışıyor. Alicia'nın doktorlar tarafından sorun olarak görülen bir de özelliği var, hiç konuşmuyor. Alicia'nın Theo ile tanıştıktan sonra yaşadığı olayları Theo'nun gözünden anlatan bu kitap, beni katili bulurken sürekli tetikte tuttu. Normalde bu tarz kitaplarda katili kitabın başında bulduğum için okuması zevk vermezdi ama bu kitapta büyük bir ters köşe vardı. Kendini okutturan bir kitap olduğunu söylemeliyim. Olaylar arasındaki ilişkiler güzel kurgulanmıştı ve gözlemleyebildiğim kadarıyla bir bağlantı kopukluğu da yoktu. Reading slump'tan çıkmak için birebir, çerezlik görülebilecek bir kitap.