Dedemin çakısında tirbuşon yoktu, bana bir elma dilimi vermek için ona ihtiyacı yoktu çünkü.
Dedemin çakışında tirbuşon yoktu, bana bir elma dilimi verebilmek için tirbuşona ihtiyacı yoktu çünkü. Ordunun askerlerinin ise elma şarabının tıpasını açabilmek için sık sık tirbuşona ihtiyaçları olabilirdi. Konserve açacağına gelince, onunla da işi olmazdı dedemin. Konserve mi girmiş hayatına! Anneannem yazın taze, kışın kurutulmuş sebzelerle yapardı yemeklerini. Tabağıma bir kaşık koymadı o teneke kutulardan.
Sayfa 44Kitabı okudu
Dedemin Çakısında Tirbuşon Yoktu
Bir çakım olduğunda kocaman bir adamdım ve çayıma limon kesiyordum onunla. Fakat çok azı müstesna tiryaki dostlarımla paylaşamıyordum limonumu, zira onlara göre limon bozuyordu çayın tadını. Oysa bilenler bilir bir parça limon kabuğunun çaya kattığı ab-ı hayatı...
Sayfa 41
Dedemin Çakısında Tirbuşon Yoktu‼️
Çakı bir müzik aleti olsaydı mızıka olurdu, o yüzden seviyorum belki de onu. Avuca sığmasından, yuvası olmasından, tevazusundan. Sevimli üstelik, yararlı, iddiasız.
Çakıyı ilk kez dedemin elinde görmüştüm. Paylaşmak demekti dedemin elinde çakı. Tek başına yememekti hiçbir şeyi.
Bir çakım olduğunda kocaman bir adamdım ve çayıma limon kesiyordum onunla. Fakat çok azı müstesna tiryaki dostlarımla paylaşamıyordum limonumu, zira onlara göre limon bozuyordu çayın tadını.
Oysa bilenler bilir bir parça limon kabuğunun çaya kattığı ab-ı hayattı. Madem telezzüz etmedi dostlarım, seyretsinler o halde, sarı sandallar gibi bırakırken ince dilimleri ben kıpkırmızı sulara. ️
Sayfa 41Kitabı okudu
Dedemin Çakısında Tirbuşon Yoktu
İnsan bir çakıyla ölümsüzleştirebilir bir ismi, yeter ki kalp taşısın. Ağaçlardaki bıçak yaralarında zamanla büyür ve dirileşirken harfler, ağacı bulamaz da Nazım, karısının ismini kol saatinin kayışına kazımaya çalışır hapishanede:
''Senin adını
kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım.
Malum ya, bulunduğum yerde
ne sapı sedefli bir çakı var,
(bizlere alatı- katıa verilmez),
ne de başı bulutlarda bir çınar.''
Sayfa 44Kitabı okudu
Dedemin Çakısında Tirbuşon Yoktu
Çakı bir müzik aleti olsaydı mızıka olurdu, o yüzden seviyorum belki de onu. Avuca sığmasından, yuvası olmasından, tevazusundan. Sevimli üstelik, yararlı, iddiasız. Çakıyı ilk kez dedemin elinde görmüştüm. Paylaşmak demekti dedemin elindeki çakı. Tek başına yememekti hiçbir şeyi. Bir çakım olduğunda kocaman bir adamdım ve çayıma limon kesiyordum onunla. Fakat çok azı müstesna tiryaki dostlarımla paylaşamıyordum limonumu, zira onlara göre limon bozuyordu çayın tadını. Oysa bilenler bilir bir parça limon kabuğunun çaya kattığı ab-ı hayatı.
Sayfa 41Kitabı okudu