Biliyor musunuz, bu sefer çok kısa keseceğim.
Geçen yıl Haziran aylarında birkaç gün plajda kaldım. Ateş yaktık sohbet ediyoruz, oralarda da bizden yaşça büyük bir abi var. O da geldi; vampir köylü oynadık, şarkı söyledik, şınav çekme yarışması yaptık (ben kazandım tabi ki), en sonunda da sohbete daldık. Atlıyorum buraları.
Konu devlet işlerine geldi, biliyorsunuz 2'den fazla Türk bir araya geldiğinde ülkeyi kurtarır mutlaka.
Yanımızdaki reis dedi ki:
-Ya gençler, ben sizinle bu konularda konuşmak çok istiyorum. Fikirlerinizi merak ediyorum. Ben Osmanlıca alfabesini savunuyorum ve Atatürk'e sempati besleyemedim hiçbir zaman. Bana bildiklerinizi aktarın, ben de size fikirlerimi söyleyeyim. Birbirimizden yararlanalım, hoşgörülü olalım.
Bunları dedi, ben de sanıyorum ki dalga geçiyor. Önceki nesilden bir büyüğümüz bizi boğmadan bu konuları tartışacak? Rüyada görsem inanmam kusura bakmayın da.
Neyse efendim, aralıksız 6 7 saat konuştuk sanırım. Sözümüzü hiç kesmedi, biz de onu dinledik. Arkadaşlarını da dinledik. Var olsunlar, hiç böyle kaliteli bir sohbete denk gelmedim o yaşıma kadar.
Sohbeti kaliteli yapan şey abinin bilgisi miydi? Hayır. Hoşgörüydü sadece. Tepkime bakar mısınız, şu an bile düşünüp şaşırıyorum. Ortada önemli olan ne var? Aslında hiçbir şey, çünkü olması gereken bu. Ama karşılıklı saygıyı o kadar unutmuşuz ki, yaşadıklarım distopik geliyor.
Bu anı aklıma "Öne çıkan gönderiler" bölümüne baktıktan sonra geldi.
Siz anladınız durumu.