Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Okumanızı çok isterim
Bazen hepimiz talepte bulunmadan, ne istediğimizi, neye ihtiyacımız olduğunu dile getirmeden anlaşılmak; sarıp sarmalanmak, ihtiyacımızı kendimiz bile bilmiyorken görünür olmak isteriz. Ben sadece kapıyı çalayım, ona sığınayım ve o bana ilgi, şefkat, merhamet, yakınlık versin. Fakat kimi zaman annemiz, eşimiz, en yakın arkadaşımız olsa da bunu bize sağlamaz, sağlayamaz insanlar. Ve değersizlik hissi kuşatır etrafımızı. Neden beni görmedi? Neden benim yanımda olmadı? Görmedi, çünkü kalbini görebilecek kadar her basar olan o değil. Duymadı, çünkü sessizliğinin sesini duyacak kadar semi olan o değil. İhtiyaç duyduğun yakınlığı verip içindeki yalnızlık hissini giderecek veli o değil. Her an şefkat ve merhamet kaynağı olacak kadar rahman o değil. Kapısını çaldıkların da senin kadar insan. İçinde kimleri Rab edindin? Kapısını sadece çaldın diye, neyi istediğini bile bilmezken sana ihtiyacını verebilecek tek kişi Allah. "Ve dua edin, karşılık vereyim" buyururken ayetinde, tam da böyle anlarla bizi ne kadar değerli tuttuğunu ifade ediyor. Sadece halimizi arz ediyoruz diye bize çok değerlisiniz diyor. Dualarımızı alışveriş listesine çevirmeyi bırakıp Rabbimizle yakın bir ilişki anına dönüştürebiliriz, dertleşebiliriz Rabbimizle. Yeter ki Rab olarak O'nu gördüğümüzü tüm varoluşumuzla ikrar edelim. Psk. Fatıma Şule Demirtaş
Reklam
değer vermekten ziyade değersizlik almak
Bana Dair
Bugün bir kitap alıntısı ya da inceleme değil de kendimce tecrübe ettiğim şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum. Hem belki benim gibi olanlara yol gösterir hem de sizlere anlattığım için ben rahatlarım diye düşünüyorum. Ben sevginin çok az olduğu olsa bile çok yanlış ifade edildiği bir ailede büyüdüm. Annem babam hayattalar, canları sağ olsun iyi ki
Değersizlik hissi kapladı tüm bedenimi Gülmeyi unuttum Anlamıyorlardı Dilimi susturdum
Düşünceni değiştirdiğinde duyguların da değişir...
ORGANLARI ZAYIFLATAN DUYGULAR Karaciğer: Öfke, kızgınlık, endişe. Böbrekler: Korku, şok, üzüntü Dalak: Aşırı düşünmek
Reklam
TEMBELLİK VE DEĞERSİZLİK
İnsanlar olarak baya tembel olmuşuz. Yerinden kalkıp hareket edenimiz, eli iş tutanımız, ekmek kazanmak için emek verenimiz pek yok. Birkaç cümle konuşanımız, muhabbet edenimiz desen onlar da az sayıdadır. Herkeste bir sessizlik, bir başını kuma sokma hâli hâkim olmuş. Kimse kimseye karışmamak için bin takla atmaktadır. Herkes günü kurtarma
“Ben herkesin gönlü olsun diye çabalarken kimse bana sen ne istiyorsun diye sormuyor. Sanki ben herkesi anlıyorum ama hiç kimse gerçekten benim ne hissettiğimi anlamıyor gibi. Öyle bir değersizlik hissi.”
değersizlik hissi
Sen beni değersiz hissettirdiğinde ne kadar üşüdüğümü bilseydin bana "kocaman" sarılırdın.
o beni ne kadar incitmiş olsa da onu halâ çok seviyordum, o'nun kendini affettirmek için bir çaba içinde olmayışı beni üzüyordu, bir "merhaba' sının" yaşattığı bütün kötülüğü, değersizlik hissini kısacası her şeyi düzelttiğini, sorun kalmadığını düşünüp kendimi inandırıyor ve beni sevdiğini sanıyordum. ama aslında öyle olmuyor. hep aynı döngüyü yaşamanın nasıl bir eziyet olduğunu fark etmek çok sarsıcıydı benim için. keşke bunun beni nasıl paramparça ettiğini gitmeden beni terk etmeden önce o da farketmiş olsaydı... emina
Reklam
Bazı hisler duvara boş boş baktırır.
Onlarca kelime harcamışsın ve içindeki değersizlik hissinden başka hiçbir kazancın olmamış. Çabaların bomboş. -ҡαɓαҡ૮ı
Değersizlik duygusuyla boğuşan zayıf karakterli birini hayatından çıkarttığında seni karalamaya, hakkında türlü iftiralar atmaya ve akıl almaz dedikodular yaymaya başlayacaktır. Bu durum aslında seninle ilgili değildir. Bu kişiler, kendilerini yüceltmek, haklı çıkarmak ve değerli hissetmek için eski arkadaşlarını, partnerlerini, hatta hayatlarındaki hemen herkesi kötüleme ihtiyacı duyarlar. Çünkü böyle insanlar, derinden derine kendi değersizliklerine inanırlar. Başkalarını küçük düşürerek ve değersizleştirerek, kendi eksikliklerini ve yetersizlik duygularını bastırmaya çalışırlar. Tüm bunlar, aslında o kişinin iç dünyasındaki gel-gitlerin, kendine duyduğu öfkenin ve güvensizliğin bir yansımasıdır. Oysa gerçekten mutlu ve kendinden emin insanların, başkalarını karalamaya ihtiyacı yoktur. Onlar, kendi yollarına bakar ve yaptıkları işlerle konuşurlar.
Et ve tırnak gibiymişiz de sen tüm acıya rağmen söküp atmış gibisin beni. Acı sana değersizlik bana kalmış.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.