Aydınlığa doğru ilerliyorsun. Buna ihtiyacın var çünkü. Her şeyi bırakıp beş dakika da olsa gökyüzünün önünde durmaya ihtiyacın var. Yerle gök arasında, yerin dibine daha yakın bir yerdesin sanki. Ama toprakla bir olmak güzel, yağmur kokulu, yumuşak toprakla. Camdaki damlalar kuruyup kalmadan önce daha temiz gösteriyor sanki dünyayı, daha berrak. Her bir damlayı tutmak, hikayesini dinlemek istiyorsun. Yakında kuruyacaklar, bu çiçekler solacak yakında. Sonra yazın kışı, baharda güzü özleyeceksin. Ardında kalan, elinde olmayanı özleyeceksin hep. Boşversene, dokun o damlalara, hikayelerine kulak ver şimdi. Ve zamanı geldiğinde güneşle dans et, rüzgara bırak düşüncelerini, kar tanelerine anlat sen de kendi hikayeni.