Hüsrev-i hüban eden sen dilberi-i şîrin-lebi
Bî-sütun-ı aşk içinde beni Ferhâd eyledi ..
Od ile korkutma vâ’iz bizi kim lâl¬-i nigâr
Cânımuz bizim oda yanmağa mutâd eyledi ..
Hoca Dehhanî
Bunca demdir dertli dil beyhûde feryâd eyledi
Yârin ismin her seher vaktinde evrâd eyledi
Bezdi âlem çünkü gönlüm âhı müzdâd eyledi
Bir kadehle bizi sâkî gamdan âzâd eyledi
Şâd olsun gönlü onun gönlümü şâd eyledi
Her taraf âzâde gamdan şimdi pür-âhenk cihan
Raks eder devrâna uymuş neşvesinden cism ü can
Goncalardan andelîbden gizli sır olmuş ayan
Bende idi bunca yıldır kaddine serv-i revan
Doğru kulluk ettiğinden böyle âzâd eyledi
Kimden öğrendin acep sen var mı nâzın mektebi
Döndürürsün gönlü gül sahnında bir bülbül gibi
Hem gülün meftûnu gönlüm hem de hârın tâlibi
Husrev-i hûbân eden sen dil-ber-i şîrin-lebi
Bî-sütûn-ı aşk içinde beni Ferhâd eyledi
..........
..........
Orta Asya'dan, İslam Ortadoğusu'nun her yerinden derlenerek bir sentez şeklinde yaratılan zengin ve velut siyasal ve entelektüel kültür Il. Kılıç Arslan, 1. Alaedin Keykubat gibi büyük sultanlar; Sahip Ata Fahreddin, Celaeddin Karatay ve Pervane Muineddin Süleyman gibi büyük vezirler; Mevlana, Aşık Paşa, Yunus Emre ve Hacı Bektaş gibi büyük sufiler; Kani'i, Dehhani, Ahmedi, Şeyhi ve daha birçokları gibi büyük şair ve edipler yetiştirdi. Bu birikim Türkçe'nin Anadolu versiyonunu yaratarak Batı Türk dünyasının en gelişmiş ilim, sanat ve edebiyat dilini ortaya çıkardı: bu dille Osmanlı diplomasisinin gerçekten muhteşem siyaset üslubuna yol açtı. Kısaca, ortaçağlar Türkiyesi'nin entelektüel birikimi ileriki yüzyılların Osmanlı İmparatorluğu'nun entelektüel performansının alt yapısını oluşturdu.
5-Su gibi kanumı toprağa kardun
Ne sanursun garıbün kanı yok mı
5- Kanımı su gibi toprağa karıştırdın.Garibin kanı yok mu sanıyorsun ?
Hoca Dehhanî
Türk Divan Şiiri adlı kitaptan
Sayfa:63