Bir ceviz kurdu hikayesi... Ceviz kurdu zayıf ve cılız bir halde iken gözüne kestirdiği bir cevizin kabuğunda bir delik açar... İçine girer ve cevizin içini sanki yarın yokmuşcasına bir hırsla yemeye başlar. Yedikçe yer, yedikçe yer… Fakat sonra bu kurtçuk şişmanlamaya başlar. Karnı büyür. Hareket edemez olur. Girerken açtığı delik ise artık onun için çok küçük kalmıştır... Karnını doyurmuş ve ihtiyacı olan yiyeceği alıp gitmek ister fakat gidemez... İçi giden cevizin kabuğu da kurumuş ve sertleşmiştir. Kurtçuk dışarı çıkabilmek için deliği genişletmek ister ama başaramaz... Kurtçuk oturur ve düşünmeye başlar. Çıkmanın tek yolu olan zayıflamayı beklemek, vardığı tek sonuçtur. Aç kaldıkça zayıflar, zayıfladıkça ilk haline, eski cılız haline döner... Girdiği delikten çıkar gider. Fakat bir bakar ki etrafına artık mevsim bitmiştir. Ortada aç ve cılız bir kurtçuk ve içi yenilip bitirilmiş boş, kuru bir ceviz kalmıştır. Kimi insanlarda para, mal, mülk, israf hırsı da ceviz kurduna benzer. Bütün bu hırsları yenip, artık yeter dediğinde baharlar ve yazlar bitmiş olur. Kendini ömrünün sonbaharına girmiş vaziyette bulur... Geriye sadece yaşlılık ve hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalacağı koskoca bir kış kalmıştır....
Açamam, açamazsın, açılmaz şeyhim, Sıfırın ortasına bir delik daha!
Murat Menteş
Murat Menteş
Reklam
Necip Fazıl Kısakürek
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale. İstanbul benim
Matruşka Soygunu
İki geri zekali maskeli soyguncu, pompalı tüfeklerle bir bankaya girer ve girer girmez tayfun güvenlik görevlisini etkisiz hala getirir kapıdan kimse çıkmaması için , giriş kapısını görevliden kitlemesini söyler ... başlangıçta amötör bir banka soygunu gibi görünür her şey, hatta bir ara cenk yanlışla tavana bir el sıkar. bu aptalca hareketinin
Tevbe
“Akıllı kişi, evvelâ çuvalın deliklerini yamar, ondan sonra içini doldurur. Delik yâhut çatlak olan kaba ne konursa konsun, içindekini muhâfaza edemez.” - Hâce Musâ Topbaş
CEVİZ KURDU'NUN HİKAYESİ...
Ceviz kurdu, gireceği kadar bir delik açarak cevizin içine girer.Cevizin içi insan beynine benzer, başlar onu yemeye.Buraya kadarı normal. Yedikçe şişmanlar. Karnı büyür.Yeterince yükünü tutup doyunca gitmek ister ama girdiği delikten çıkamaz.Daha da kötü olanı; içi yenilen ceviz de kurumuş ve sertleşmiştir, o deliği genişletmek artık imkansızdır.Kurtçuk oturup bakar, delikten geçip çıkmak için tek çaresi vardır: Zayıflamayı beklemek.Aç kaldıkça zayıflar, eski cılız haline döner. Ve bir gün çıkar.Ama çıktığında mevsim bitmiş, ortada aç ve cılız bir kurtçuk ile bir içsiz ceviz kalmıştır. Kimi insanlardaki para ve mal - mülk hırsı da ceviz kurduna benzer.O hırsı yenip, artık yeter, dediğinde baharlar ve yazlar bitmiş olur.Geriye sadece, ömrünün sonbaharı ve belki de çeşitli hastalıklar, ilaçlar ve diyetler ile geçirmek zorunda kalacağı, koskoca bir kara kış kalmış olur...
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.