Çünkü ülkemizin insanları daha yaşamanın acemisidir. Onlara insan gibi yaşaması ogretilmemistir henüz. Nasıl yaşamak gerektiği sezdirilmeden öğretilebilir onlara. Hayatın yaşamaya değer olduğu ogretilebilir . Güzel sanatların da edebiyatında büyük ve güzel şeylerinde var olduğunu öğrenmeli insanlarımız.
-Okumuş yazmışa benzersin de...
- Ne olacak okumuş yazmışa benzersem?
-Okumuş yazmis adam öğüt vermez de, dedi.
- Ya ne yapar ? dedim
- Adamı anlar , dedi, ne yapacak.
Büyümenin güzel taraflarına kendilerini kaptıran genç delikanlılar bilmiyorlar ki, ilk sperm damlası yaşlanmaya başlayan bedenin dünyada kalabilme endişesidir aynı zamanda.
Kitaplar yeni tanıdıklarına karşı çok ketum olurlar. Bir kere de onlarla laubali oldunuz mu size malik oldukları her şeyi verirler ve onlar bizim isteyebileceğimiz her şeye fazlasıyla maliktirler.
Sevincinin hazzını yol kenarından kopardığı bir çiçeğin elinde solana dek ona tattırdığı hazzı kadar tadar sonra atardı. Yani her zevk kadehinin dibindeki acı damlayı içmezdi.
"Savaş durumunda bile ilimle uğraşan bir grubun olmasını öneren bir dünya görüşünün mensuplarının şu an içine düştüğü durum tam anlamıyla bir trajedidir."
Kur an, Hz. Peygamber'in haberi hadis ve Sünnet ise Peygamberimizin eseridir. Haber ile eseri karıştırmak yada kıyaslamak dini otoriteyi parçalamıştır. "
"İşlerin bütün zorluğu adını deliye çıkarana kadardır.Bir kere adı deliye çıktı mı birinin hayatı boyunca artık önünde hiçbir zorluk kalmaz. Delilik bir insanı tımarhaneye götürecek kadar değilse en sağlam dokunulmazlıktır..."