Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Marx ve Engels'in ütopyacılara karşı tavrıyla Muhammed'in Museviler ve İsevilere hatta Sabilere (tek tanrı inancığına bağlı bir grup) karşı tavrı benzerdir.
Kapitalist modernitenin asıl gücü ne parasından ne de silahından kaynaklanmakta; sonuncusu ve en güçlüsü olan sosyalist ütopya da dahil , tüm ütopyaları her renge bürünen ve en değme sihirbaza taş çıkartan kendi liberalizminde boğması onun asıl gücünü oluşturmaktadır.
Reklam
Toplumsal hakikat oluşum ve gelişim diyalektiği hep özgürlüğe dönük olmuştur.
Zira insan özünün belki de tek değişmezi toplumsal hakikatin oluşumuyla birlikte hep özgürlük arayışını sürdürmesi olmuştur.
Ancak 70 yıllık uygulama sonucu, Sovyetlerin dağıtılmasıyla birlikte de görülmüştür ki; iktidar ve devlet egemenliği altında çok katı bir bürokratizm ve ulus-devlet paradigmasından başka bir sonuç açığa çıkmamıştır.
Şimdi ile tarih arasındaki bağa sıkıca değinmek gerek,tarihten kopuk şimdinin analizi ne kadar yanlışlara açıksa ,şimdileşmeyen tarih analizleri de o denli hatalara açıktır.gerçeğin şimdiki hali tarihsiz çok eksik kavranır.zaman her zman gerçeğin inşa boyutudur.zamansız gerçek olsa bile düşünülemez.belki de mutlak denilen sırdır.toplumsal gerçeklikte zamanın inşa gücü ,yeteneği temel bir ilke değerindedir.toplumsal yaşamın zamanla sınırlanmış süre halini kavramak,sosyolojinin baş etmek zorunda olduğu temel sorunudur.analitik felsefenin en büyük kusuru kötülüğü tarihsiz bir sosyal bilim mümkünmüş gibi yapmasıdır.buna karşı tarihsizcilik denen metodun şimdiyi kavramayan,tüm gelişmeleri tüm tikellerden ibaret sayan aşırı determinist görüşü şimdinin bahşettiği yenilik ve özgür gelişme imkanını kavramaz.insan iradesi şimdiye müdahale edebilir .dolayısıyla tarih ne kadar şimdiyse o denli tarihe de müdahale edebilir.şimdinin olağanüstü yaratıcı değerini anlamadan kavramadan,hiçbir özgün toplumsal inşa gerçekleştirilmez. Ne tarihin emrindeki bir iradesiz olmak,ne şimdinin tarihten kopuk sorumsuzu olmak toplumsal hakikatle yaşamın ilkesel ifadesidir.”geçmişe boşver”demek ne kadar yanlış ise” geleceğe bak “demek de yanlış ve sorumsuzluktur.
Reklam
Rojava devrimi çok ani ve kendiliğinden gelişmiş görünse de, yine gerçekleşen devrimi gizlemeye ve boğmaya dönük birçok saldırı olsa sa devrimin mayasında hem bir halkın yüzyıllık özgürlük arayışı hem de tarihsel toplumun devrim Özlem’i var
Hakikati,sistem inşa eder.mücadele de her zaman kendi gerçekliğini hakikat kılmaya,hakikatlerden biri haline getirmeye dairdir.hakikat bizim dışımızda ve arayışına çıktığımız bir şey değil,kendi gerçekliğimizdir.gerçeklik verili,hakikat inşa edilendir.”Hakikat bilince çıkmış gerçeklikliktir.”ve bizim gerçekliğimiz ahlaki-politik toplumdur.bu gerçeklik yaşam içindedir.yaşama dairdir. Ahlaki-politik toplum yaşama aşkla tutunmak iÇin sahip olduğumuz hakikatimizdir.
İyi kurumlar
Akla dayalı olarak politik yaşamın işleyişini sağlayan "iyi kurumlar" insanların hukuk eşitligini ve özgürlüğünü güvence altına alan demokratik kurumlardır.
Reklam
Direniş tek başına modern hegomanyayı yıkmaya ve alternatifini geliştirmeye yetmez.karşı moderniteyi inşa etme politikası gerektirir.Kürdistan devrimi bu konuda gerekli olan inşa görevine öncülük edebilir.kürdistanın konumu her bakımdan buna uygundur.öncelikle bölgenin 3 büyük ulusunun ortasında yer almaktadır.Arap Türk ve fara ulusunda kuşatılmıştır. Zaten bu uluslar kürdistanın birer parçasını kendi ulus-devletlerinin eğemenliğinde bulundurmaktadırlar.ayrıca Kürdistan kendi içinde kadim kültürler ve halkları barındırmaktadır başta Ermeniler ve Süryaniler olmak üzere Türkmen ,Arap ve diğer bir çok ulusal ve kültürel unsurlar Kürdistan’da az veya çok yerleşiktirler. Kürdistan tarik boyunca bir çok din ve mezhebinde çıkış ve öz savunma merkezi konumundadır. Tarihin homo sapiens insan devrimi başta olmak üzere Mezolitik,neolitik,antik kölecilikve orta çağ feodal devrimlerinin beşiği rolünü de oynamıştır.günümüzdeki 3.dünya savaşının kaderi de kürdistandaki gelişmelerle belirlenecektir.
Demokratik cumhuriyet topraklarının bölgesel şartlara göre Trakya, Türkiye, Kürdistan şeklinde anılması mümkündür. Tamamına resmi olarak Türkiye Demokratik Halk Cumhuriyeti denilebilir.
Çocukluğumuzdan başlamak üzere ömrümüz boyunca gerek geleneksel toplum kalıplarıyla, gerek dinsel dogmalarla ve gerekse egemenlik sisteminin dayatmalarıyla şu veya bu düzeyde çelişki yaşamayanımız yoktur.
Sayfa 84 - Abdullah ÖcalanKitabı okudu
Eğer kendi değerlerimizi yaratacaksak halkın üzerinde varlığını sürdüren devletlere son vermeyi başarmalıyız
Bireycilikle atomize edilen toplumun hiçbir sermaye ve iktidar aygıtına karşı direnme takatinin kalmadığını söylediğimizde, toplumsal problemin kanserleşme riskini daha iyi anlayabiliriz
282 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.