Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Istanbul'un kenar mahallelerinin birinde yaşayan bir kadın padişahla görüşmek ister huzura kabul edilir. Kadın "evime hırsız girdi suçlu sensin" der. Sinirlenen kanuni "Bana bak kadın sen niçin bu kadar derin uyku uyudunda evine giren hırsızı duymadın ?"der. Bunun üzerine kadın "kusura bakma padişahım biz seni uyanık sanırdık evimizde o yüzden rahat uyurduk "demiş.Kanuni kadını haklı bulmuş çalınan parasını ve mallarını ödemiş..
S.E.S Der ki... Susuyor sözlerim verilmiş sözler tutulmayınca. Ay bile güneş bile tutulmuyor mu Rab'den emrolunca? Bir düşünürün sözünü düşünmeden kabul etmek gibi düşüncesiz ilhamlar vermeye kalkıyorlar üstelik... Ben S.E.S, susuyorum, konuşmuyorum sanıyorlar... İçimde konuşan susmayan dur durak bilmeyen bir karanlık var... Camdan bir kapı... görmüyor gözümüz ama var.... Çarptım kırılmadı yaralanmadım... ama güldüler kırıldım yaralandım... Konuşurken en doğru olduğunu söyleyenler suskunluklarında korkabilirler kendilerinden... Camı ayna yaptılar bedeni gördük, gözlerimizi kapattık ruhumuzu görmeye çalıştık... Ama derin bir karanlık vardı onu kendimiz sandık.. Oysa ayna ile beden arasında mesafeden daha uzaktır ruh ile göz arasındaki mesafe... Sabır gerekir uzun uzun beklemek gerekir ruhu görmek için önce geçmişten geçmek gerekir... Karanlığın içinde çizgi film gibi başlar şekiller renkli renkli oynar, sonra birileri belirir ruhunun derinliklerinde tanıdığın yabancılardır onlar... Kendine gelene kadar kimlerden geçersin hatırına gelmeyen, belli ki hatır kalmıştır birinizde... Sonra güneşin sesini duyarsın annenin dilinden uyanırsın kendinden..................... S.E.S..........................
Reklam
En derin,saklı olan kalp olmasına rağmen neden en çok kalp acır ki?
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama Yarım saat erkene kurulsun saatin. Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin.. Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin...
Özledim... Söyleyeceklerim bu kadar, Kısa ve derin...
Dünyanın en fakir Cumhurbaşkanı olarak bilinen Uruguay Cumhurbaşkanı Jose Mujıca der ki; ”Ben insanların geceleri yatacak bir saçak altı bile bulamadıkları bir dünyada, başkalarının 500 metrekarelik malikanelerde yaşamasını anlamıyorum. Evsizler için ev, suyu olmayanlar için su lazım, ekmek lazım. Sen böyle bir dünyada özel uçağım olsun, oraya buraya gideyim diyorsun. Eğer herkes daha fazlasını isterse, bir gün kimseye bir şey kalmayacak. Küresel ısınmadan bahsediyoruz ama doğaya saldırmaya ve çöp üretmeye devam ediyoruz.” ”Eski ruhani tanrımızı kendi ellerimizle kurban ettik ve artık market tanrının tapınağındayız. Bu yeni tanrı; ekonomimizi, politikamızı, alışkanlıklarımızı, yaşamlarımızı düzenliyor ve bizlere faiz oranları ve kredi kartları ile mutluluğun yeni adresini veriyor. Öyle anlaşılıyor ki bizler, yalnız tüketme için yaratılıyoruz ve artık tüketemediğimiz zaman derin hayal kırıklığına uğrayarak kendimizi yok ediyoruz.” ”Bana fakir denmesi yanlış, ben tutumlu bir insanım. Asıl fakirler sürekli yaşamdan talepleri olan ve elde ettikleriyle yetinmeyen insanlardır. Ben elimde hafif bir bavulla dolaşıyorum. Bu bana istediğim yaşamı sürdürmek için yeterli zamanı veriyor. Asıl özgürlük yaşamak için kazandığın zamandır.”
Reklam
“Derin ve ihtiraslı sev! Kalbin kırılabilir ama hayatı dolu dolu yaşamanın tek yoludur.” – Erich Fromm
Nefretin de Aşkın da Şimdi senin nefretin de aşkın da Olmadan hayatım anlamsız oluyor benim, Aşkını ödedim gözyaşı ve iç çekişlerle Yatışmaz nefretini neyle ödüllendireyim. Arkandan hep ağlamamı istiyorsun Ve kalbimi ebediyen parçalanmış görmeyi Bir işkence ki kıyısız, derin bir acı Sesinde öfke olmadan seni unuttum diyorsun.... Veronica Micle, dünyada adına belki de en çok şiir yazılan kadınlardan biri. Kendisi de aynı zamanda şair ama Romanya’da ve dünyada şairliğiyle, kısa hikâyeleriyle, tercümeleriyle veya piyano resitalleriyle değil yaşadığı büyük aşkıyla tanınıyor… Âşık olduğu adam öldüğünde tabutun içine bir demet çiçekle beraber kendi el yazısıyla bir not koymuş. “Beni unutma” yazıyormuş o notta.. Ölmüş bir adamdan kendisini unutmamasını istiyormuş. Aslında bu, beni orada bekle, geliyorum yanına demekti bir bakıma. Ve evet, çok kısa bir süre sonra öte dünyaya, sevdiğinin yanına gitmek için Veronica Micle intihar etti. Sevdiği adam 15 Haziran 1889‘da öldü, Veronica Micle ise bundan kısa bir süre sonra 3 Ağustos 1889’da intihar ederek öldü. Daha henüz 39 yaşındayken sevdiği adama kavuşmak için intihar ederek bu dünyadan göçüp giden genç bir kadın… Veronica Micle’nin büyük aşkı, Romanya’nın en büyük şairlerinden biri olan Mihai Eminescu’dan başkası değildi…
Ey akil ,dunya derin ve karanlik bir ucurumdur ölüm dört bir yandan ağını atar
Vicdan,bir is meselesidir.Ona kimse karisamaz.Kurbanina acyorsa,aci duyar.Derin bir kalp ve büyük bir zeka için keder,önune geçilmez bir şeydir.Gerçek büyük adamlar,dunyanin en gerçek ve en kotu acilarini yasamislardir. Suç ve Ceza
Reklam
hafif acılar konuşabilir ama,derin acılar dilsizdir.(SENECA)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.