Ah keşke yerin altına atsaydı beni
Ölülerin ülkesi Hades’ten de aşağı
Tartaros’un inilmez derinliklerine.
Orada bağlasaydı beni
Çözülmez bağlarla.
Hiçbir tanrı, hiçbir varlık
Görmeseydi beni,
Görüp de sevinmeseydi,
Erkeklerden nefret ettiğimin farkındaydım; fakat bu sırrı uzun yıllar başarıyla sakladım. En çok nefret ettiğim erkekler bana öğüt vermeye kalkışanlar ya da beni yaşadığım hayattan kurtarmak istediğini söyleyenlerdi. Onlardan daha çok nefret etmem, benden daha iyi olduklarını ve yaşamımı değiştirmek için bana yardımcı olabileceklerini sanmalarındandı. Şövalye gibi görürlerdi kendilerini; başka koşullarda oynayamadıkları bir roldü bu. Benim düşük bir insan olduğumu anımsatarak, kendilerini soylu ve üstün hissetmek isterlerdi. Kendi kendilerine,
"Ne harika bir insanım ben. Şu sürtüğü çok geç olmadan bataktan çıkarmaya çalışıyorum," derlerdi.
Dünyada görmemiz gereken ne kadar çok yer var değil mi? Ertelediğimiz gezileri gelecekte gerçekleştireceğimize dair sözler verip sözümüzü tutmakta zorlanırız türlü bahanelerle. 'Yola koyulmak evine gelme hissi kadar rahatlık verir'. aslında.
Kendini tanımanın en iyi yolu olduğun toplumdan uzaklaşıp kendinle başbaşa kalmaktır. Bugün değişiklik yapıp sabah erkenden kütüphane yolunu tuttum.Tozlu kitaplara bakarken bilmediğim bir romanı okuma isteği geldi. Başkasından duymadığım tesadüfen karşılaştığım bu kitap, bu aralar evde durmaktan sıkıldığım zamanda ve gezme isteğinin de etkisi altında gözüme ilişti diyebilirim. Çerezlik bir kitap, ben de yapabilirim dememe yol açan bir kitap oldu. Zamanı yönetmek, iyi bir gezgin ya da daha geniş bir anlamda gezen olabilmek için, yolculukta davranış biçimleri, görülmesi gerekli yerlerin seçimi, yol arkadaşları, coğrafi zorlukları bizlere sunuyor. Alıntılarla da eğlenceli bir anlatım olmuş.
Gezenin KitabıEmin M. Çizmeci · Yirmidört Yayınevi · 20061 okunma