Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Erdem ttck

Erdem ttck
@dialog
Sıkı Okur
Hıristiyan alemindeki Tanrı'nın aslında eski İbrani Tanrısı olduğunu, bu eski ataerkillik anlayışını onlardan aldığımızı, bu anlayışa göre de Tanrı'nın kaçınılmaz olarak ataerkil hükümdar gibi imgelenmiş olduğunu anlattım.
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Gerçek korkak mutluluktan bile korkar. Pamuk yün bile yaralar onu. Neşeden bile incinir. Panikledim, yara almadan önce hızlıca kaçmak istedim, bu yüzden kendimi o tanıdık soytarı sis perdesiyle sarmaladım. "Şu meşhur eski deyişi biliyor musun? Yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden uçar.' Çoğu insan hep yanlış anlıyor. Bu, erkeğin parası bittiğinde kadının ondan ayrıldığı anlamına gelmez. Şu demek: Bir adamın parası bittiğinde... kalbini kaybeder, değersizdir. O kadar zayıflar ki gülemez bile, garip bir aşağılık kompleksine kapılır, çaresiz kalır ve kadını kendinden uzaklaştıran o adam olur. Bu noktada yarı delirir ve uzaklaşana kadar itmeye, itmeye ve itmeye başlar. En azından okuduğum bir kitapta öyle yazıyor. Üzücü, değil mi? Ne yazık ki bu duyguyu çok iyi biliyorum."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Farklılıklarımızı beslemeli ve onları boğmaya çalışmamalıyız. Ve hepimizin aynı şekilde düşünmesini, aynı şekilde görünmesini ve aynı şekilde davranmasını talep eden katı inançları ve eski bağnazlıkları arkamızda bırakmalıyız. Çeşitlilik sadece hayatın tuzu biberi değil, aynı zamanda yaşamın besinidir.
Sayfa 281Kitabı okudu
evrim bizi son milyon yılda gittikçe daha çocuksu hale getirdi. Bu bizi daha yaratıcı hale getirmiş ve bizi harika yapan teknolojiyi vermiş olsa da bazı yan etkileri de oldu. Bromhall bunları açıklamak için dört tip insan erkeği olduğunu öne sürer. Alfatip, en az çocuksu olan erkektir. Acımasız, kararlı, hırs- lı, güçlü ve hoşgörüsüz bir alfa erkek maymun gibidir. Bir de Bürotip vardır, yüksek statü peşindedir ama çok daha işbirlikçi- dir ve bu onu mükemmel iş ortağı yapar. Üçüncü olarak Neotip, daha çocuksu, coşkulu, eğlenmeyi seven bir aile adamıdır. Ve son olarak Ultratip, yaratıcı, güvensiz ve çocukluğun erkek erkeğe aşamasını geçemeyen biridir.
Sayfa 280Kitabı okudu
Reklam
2006 yılında Etiyopya'da, üç yaşında dik yürüyebilen bir çocuğun fosilleşmiş iskeletinin keşfedilmesi, en az 3,3 milyon yıldır iki ayaklı olduğumuzu or- taya koydu. İlginç bir şekilde, bulanlar tarafından Selam olarak adlandırılan küçük kız, bir insanın alt yarısı ve bir maymunun üst yarısı olarak tanımlanabilecek bir vücuda sahipti. Başka bir deyişle, iki ayaklı ayakları olmasına rağmen şempanze benzeri elleri vardı. Bu, zamanının bir kısmını bir insan gibi yerde dik yürüyerek geçirdiğini, ancak sonra tehlike baş gösterdiğinde, kollarını maymun gibi kullanarak ağaçlara tırmandığını göste- riyor. Bunun anlamı, üç milyon yıl önce atalarımızın ayaklarının ellerinden daha gelişmiş olduğudur. Başka bir deyişle, ayakları- mız tam insan olma durumuna yol açan evrimsel eğilimde geride değil, ön plandaydı. İki ayaklı yürümeyi ellerimiz hassas tutu- cular olarak uzmanlaştığı için geliştirmedik, tam tersi oldu. Ön ayaklarımız sofistike ellere dönüşebildi, çünkü ayaklarımız zaten yer seviyesindeki hareketin tüm yükünü üstlenmişti.
Sayfa 259Kitabı okudu
Tesadüfen, çok daha yaygın olan penis sakatlama biçimi olan Mısır sünnetinin de sürüngen kökenli olduğu görülmektedir. Bunun eski Mısırlıların ölümsüzlük takıntısının bir parçası olarak başladığı düşünülmektedir. Yılanların derilerini döktüklerini fark ettiklerinde hayvanların yeniden doğduğuna inandıkları söylenir. Yılan parlak yeni bir gövdeyle ortaya çıkarken, eski beden yerde kuru ve buruşuk olarak duruyordu. Bir deri parçasını atmak yılana ölümsüzlük sunabilirse, o zaman bir insan da bir deri parçasını atarak ölümsüz hale gelebilirdi. Penis ve yılan benzer bir şekle sahip olduğu ve penisin ucunda biraz gevşek bir deri olduğu için, ne yapılması gerektiği açıktı. Sünnet derisini çıkar ve yılan gibi yeniden doğ. Ancak bunun için sabır gerekiyordu, çünkü insanın yeniden doğuşu ölüm anını beklemek zorunda kalacak ve ölüm sonrasında gerçekleşecekti. Eski dünyanın seçkinleri olan ilk Mısırlılar kısa süre sonra diğer Ortadoğu kültürleri tarafından taklit ediliyordu ve çok geçmeden bölgedeki genç erkeklerin çoğu Mısırlılara ayak uydurmanın acılı bedelini ödedi. Yılana tapınma kısa süre sonra unutulmuştu ve şimdi verilen tek neden, Tanrı'nın sünnetli penisleri tercih etmesiydi, ancak tanrının neden bu olağandışı çocuk istismarı biçimine taraftar olduğu asla açıklanmıyordu. Bir dini uygulama olarak o kadar yerleşti ki tüm tuhaflığına rağmen yüzyıllarca hayatta kalmayı başardı ve bugün hâlâ bizimle birlikte. Her yıl yaklaşık on beş milyon erkek çocuğun sünnet edildiği tahmin edilmektedir ve bu da onu insanoğlunun bildiği en yaygın ve en kârlı ameliyat şekli haline getirmektedir. .
Sayfa 225Kitabı okudu
ÂdemElması
Erkekteki bu ekstra anatomik çıkıntının sebebi, daha önce belirtildiği gibi, erkek ses tellerinin 18 mm uzunluğunda, dişilerinkinin ise sadece 13 mm olmasıdır. Erkek ses telleri ayrıca dişi ses tellerinden daha kalındır. Sonuç olarak, onları barındıran erkek gırtlağı ya da hançeresi, dişininkinden kabaca yüzde 30 daha büyüktür. Ayrıca boğazda biraz daha aşağıda yer alır, bu da onu daha da belirgin hale getirir. Gırtlak boyutundaki fark, oğlanlar ergenliğe girip de erkek sesinin çocukluktaki 230 ila 255 hertz'ten 130 ila 145 hertz arasına kırılıp kalınlaştığı zamana kadar ortaya çıkmaz. Bu, insan erkeğini uzak mesafeden duyulabilecek etkileyici, gırtlaktan bir kükreme ile donatır.
Sayfa 132Kitabı okudu
Bu anlamda insan erkeği bir maymundan çok bir kuş gibidir. Kuşların yavruları da acizdir, yumurta biçimindedirler, kuluçkaya yatma görevi hem dişi hem de erkek ebeveynin çabalarını gerektirir. Erkek kuş yumurtanın üzerinde oturma görevini paylaşmasa, dişi kuş yavruları yumurtadan çıkana kadar açlıktan ölür. Buna engel olmak için etrafta nöbeti devralacak bir erkek yokken beslenmeye giderse, üstü açık kalan yumurtalar kısa sürede soğur ve içindeki yavrular ölür. Yani kuşlardaki eş bağı tipik çiftleşme sistemidir, hemen hemen tüm cinslerde bulunur ve aynı sebeple insanlarda da mevcuttur.
Ahlakçılar genellikle insan türünün biyolojik olarak rekabetçi ve bencil olduğunu ve ancak ahlak öğretilerinin yardımsever, cömert ve fedakâr biçimde hareket etmemizi sağlayacağını savunur. Ancak işin aslı bu davranışlar bizim genlerimizde bulunur. Genetiğimiz birbirimize daha yardımcı olacak şekilde değişmiş olmasa, ilk insan kabilelerinin hayatta kalması mümkün olmazdı.
Reklam
Hayvan öldürmek değil, yenmek ister. Saldırganlığın amacı yok etmek değil, hâkim olmaktır ve bu konuda diğer türlerden temel bir farklılık gösterdiğimiz söylenemez.
Sayfa 148Kitabı okudu
Karı koca kavgalarında, kadının yere atıp kırdığı vazo, aslında kuşkusuz, kocanın paramparça edilmiş kafasıdır. Şempanze ve goriller de, çevrelerindeki dalları ve bitkileri kopararak benzeri bir gösteri yapar. Bu da önemli görsel etkisi olan bir harekettir.
Sayfa 137Kitabı okudu
Bir tür yaşamını sürdürecekse, kendi cinsinden hayvanları öldüremez. Tür içi saldırganlıkların kısıtlanması ve denetlenmesi zorunludur ve de türün avlanma silahları ne kadar kuvvetli ve amansızsa, tür içi çatışmaları önleyici tedbirlerin de o kadar sıkı ve sağlam tutulması gerekir. Toprağa ilişkin hiyerarşik çatışmaların "orman kanunu” budur. Bu kanuna uymayan türlerin soyu çoktan tükenmiştir.
Sayfa 135Kitabı okudu
Bir eylemi ritmik olarak tekrarlamak, onu daha bilindik ve “güvenilir” yapmaktadır. İçe dönük kişi, birbiriyle ilgili olmayan çeşitli hareketler yapmak yerine en iyi bildiği birkaç harekete sığınır. “Hiç risk almazsan hiçbir şey elde edemezsin,” atasözünün ondaki karşılığı; "Hiçbir riske atılmadım, hiçbir şey de kaybetmedim" dir.
Sayfa 122Kitabı okudu
542 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.