Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dicle Özdemir

Dicle Özdemir
@dicleozdemir
ön lisans
izmir
izmir, 21 Aralık 1987
11 okur puanı
Kasım 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
288 syf.
6/10 puan verdi
Kavgaz - Çantacı
Kavgaz - ÇantacıAlgan Sezgintüredi
7.7/10 · 134 okunma
Reklam
eğer bir gün susarsam, bu artık söylenecek hiçbir şey kalmadığı içindir; her şey söylenmiş, hiçbir şey söylenmemiş olsa bile. kendimi öldürmeyi hiç düşünmedim ama, sessizce yok olup gitmeyi hayal ettim defalarca. işte öyle anlarda sözcüklerim gözyaşlarım oldular. ertelenmiş umutların arasında ne kadar dayanabiliyorsa insan ben de o kadar dayandım. varoluşu düşünüp dururken anladım ki, düşünerek değil, acı çekerek varolabiliyor insan...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Büyücü
BüyücüJohn Fowles
8.4/10 · 2.181 okunma
Ekranda olup bitenler tamamen canlı değildir, içinde yoksullar için, düşler için ve ölüler için koca bir kuytu yer kalır. Bir an önce olabildiğince düş tıkıştırıp depolamalısınız ki, sinemadan çıkınca, sizi dışarıda bekleyen yaşamın içinden geçerek birkaç gün daha dayanabilesiniz. Türlü türlü düşlerin arasından ruhumuzu en çok ısıtanları seçeriz, Benim tercihim, itiraf etmeliyim ki, belden aşağı düşlerdi. Gurur meselesi yapmanın âlemi yok, bir mucizenin içinden neyi aklınızda tutabiliyorsanız onu alıp götürebilirsiniz ancak.
Sayfa 230 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dicle Özdemir tekrar paylaştı.
167 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
#HAYAL LİMANI -ÖZGÜR KESKİN
Siz hiç sığınacak bir liman aradınız mı? Pişmanlıklar, ayrılıklar, ölümler, aldatılmalar, yalanlar, bunalımlar, kalabalıklar sizi yorduğu, ruhunuzu yıprattığı zamanlarda bir limana sığınmak istediniz mi? Her şey üstünüze üstünüze geldiği vakit sığınacak hayalleriniz var mı? Her hayal aslında bir liman mı? Peki bu kitaptan yardım almak ve ona
Hayal Limanı
Hayal LimanıÖzgür Keskin · Kamer Yayınları · 202213 okunma
Reklam
Sonuçta varoluşun neden olduğu en büyük yorgunluk belki de insanın yirmi yıl, kırk yıl boyunca, hatta daha bile uzun süre aklı başında kalmak için harcadığı o olağanüstü çabadır, basitçe, derinden kendi, yani tiksindirici, dehşetengiz, saçma olmamak uğruna. Baştan veri olarak elimize tutuşturulan şu aksak ikinci sınıf insanı, sabahtan akşama kadar hep küçük bir evrensel ideal, birinci sınıf bir insan olarak sunmak zorunda kalmamız ne de büyük kâbus.
Sayfa 460 - Yapı KrediKitabı okudu
İçim altüst oldu ve dehşet bir şiddete tutuldum. Ta içimden geliyordu, işte en kötüsü de budur. Dışarıdan, kıçınıza tekmeler inince kaçabilirsiniz. Ama böyle bir şey içerden geldi mi kaçmak olanaksızdır. Böyle bir şeye yakalandım mı gitmek, bir daha hiçbir yere dönmemek isterim. Sanki biri oturuverir içime. Çığlıklar atmaya, kendimi yerden yere vurmaya başlarım, dışarı çıkabilmek için başımı çarpar dururum, ama beceremem, bacakları olan bir şey değildir bu, insanın hiçbir zaman bacakları olmaz içinde. Bundan söz etmek bana iyi geliyor ha, biraz dışarı çıkar gibi oluyor. Ne demek istediğimi çakıyor musunuz?
Sayfa 35 - AgoraKitabı okudu
Eğer nasıl biri olduğumu bilseydiniz, şu anda beni selamlarken yüzünüzde gördüğüm o tatlı, dostane gülümseme kim bilir nasıl donup kalırdı dudaklarınızın kıyısında. Vereceğim selamı bir çamur lekesini silkeler gibi öfkeyle küçümseyerek elinizin tersiyle geri çevirirdiniz. Ama daha siz beni dışlayamadan ben sizi dışladım, bugün öğleden sonra, benim de bir parçası olduğum o soğuk, kemikleşmiş dünyanızın dışına fırlattım kendimi, pistonların üstünde duygusuzca kayan ve kendi etrafında kibirle dönen o büyük mekanizmada sessizce çalışan bir çarktım ben de. Hiç bilmediğim bir uçurumun içine düştüm, yine de o bir saatin içinde sizin aranızda geçirdiğim kaskatı yıllardan çok daha canlı hissettim kendimi.
Sayfa 37 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ne ters bir adamım ne uysal, ne alçağım ne onurlu, ne kahramanım ne de korkak... Kendi köşeme çekilmişim; zeki insanların önemli bir iş tutamayacakları, tutanlarınsa aptal oldukları gibi kin dolu boş bir avuntuyla günlerimi doldurup gidiyorum. Evet efendim, 19. yüzyıl insanı en başta iradesiz olmalıdır, böyle olmak onun boynunun borcudur; iş beceren, iradeli adam aptal, dar kafalıdır. İşte benim kırk yıllık yaşamımda vardığım sonuç! Kırık yaşındayım artık; şaka değil, kırk yıllık koca bir ömür, yaşlılığın ta kendisi! Kırkından fazla yaşamak ayıptır, aşağılıktık, ahlâksızlıktır. Kim yaşar kırkından fazla? Haydi, bana açıkça, elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin!
Sayfa 21 - İletişim Yayınevi
157 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.