Didem

Didem
@didemolsun
80 okur puanı
Mayıs 2018 tarihinde katıldı
İnsan denen varlık o kadar kolay bir şekilde, bir çırpıda değişebilir ve utanç verici, hayır, gülünç derecede korkunç bir değişim geçirirdi.
Reklam
Bir de bu dünyada hiçbir zaman en iyi beklenmese de en azından her gün en kötüsünden kurtulmak umulurdu.
Görüyorsunuz ya, hiç savaşları olmamıştı onların. Hiç kralları, papazları ya da aristokratları da olmamıştı. Kardeşti onlar, gelişiyorlarsa da birlikte gelişiyorlardı, rekabetten değil, birlikten

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kaderi ne kadar büyüleyici olursa olsun ben kendiminkinin peşinden gitmeliyim; kendime belirlediğim amaç uğrunda ilerlemeliydim.
Sayfa 79
Kütüphane zamana açılan bir kapıdır.
Sayfa 44
Reklam
İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.
Sayfa 38
Dünya garip bir yer; bazen ak göğüslü bir kırlangıç size düşmanken, kırmızı gözlü bir fare en yakın arkadaşınız olabilir.
Sayfa 16
Dünya bu kadar meraka ve heyecana değer mi?
Sayfa 26
İnsanın bütün felaketleri tabiata karşı gelmesindendir.
Sayfa 19
96 syf.
·
Puan vermedi
Eşlikçi Kız
Eşlikçi KızNina Berberova
7.4/10 · 317 okunma
Reklam
Acı verse de hoşlanmadığımız kendimizle yüzleşebilmeli ve bu yüzden asla kendimizi lanetlememeliyiz. Kendini lanetlemek ya da kendine acımak insanın sorumluluklarını görebilmesini engeller. Güçlülük, yürekli olmayı gerektirir. Yüreklilikse insanın kendi gerçekleriyle yüzleşebilmesini içerir. İnsanın kendine yabancılaşması pahasına kazanılan güç, gerçek güç değildir. Güçsüzlüğümüzü yaşayabilecek yürekliliği gösterdiğimiz bir anda biri bizi küçümserse, bu onun sorunudur. Aslında için için aynı yürekliliği gösterebilmiş olmayı o da ister, ama abartılmış gururunun tutsağı olduğu için bunu göze alamaz. Bazı insanlar, kendimizi dürüstçe yaşadığımız zaman, diğerlerinin bu “açık”tan yararlanarak bizi devirmeye çalışacakları görüşünü savunurlar. Oysa bir insan ancak kendi içinde devrikse başkaları tarafından devrilebilir.
Sayfa 84
Eğer bir insan diğerlerini küçümsüyorsa, aslında küçümsenmekten korkan ve kendisini küçük gören biridir. Başkalarını güçsüz bırakmak için güç kazanma çabasında olan biri ise aslında başkalarına güçsüz görünmekten ya da güçsüz yönleriyle yüzleşmekten korktuğu için böyle bir mekanizma geliştirmiştir. Amaç güç ya da saygınlık kazanmak değil, düşmanca duygulara boşalım sağlamaktır. Dolayısıyla, kazandıklarının onlara sağladığı doyumu yaşayacakları yerde sürekli tedirgindirler; suçluluk ve değersizlik duygularından kurtulamaz, yakın ve sıcak ilişkiler kuramadıkları için giderek yalnız kalırlar.Yalnızlıkları düşmanca amaçlarını daha da kamçılayacağından giderek hızlanan bir kısırdöngünün tutsağı olur ,istediklerini elde ettikleri halde neden mutsuz olduklarını anlayamazlar.
Sayfa 63
İnsanları sevebilmek, onlarla baş edebilecek yöntemleri geliştirebilmeyi gerektirir. Bununla kastedilen, karşımızda düşmanlar varmışçasına geliştirilecek savunma yöntemleri değil, kendimizi dürüst ve açık bir biçimde yaşayabilme yürekliliğini gösterebilmektir. Sinsice yaşanan duygular, insanların bize, bizim de onlara ulaşabilmemizi engeller. Çünkü onlar gerçek bizi değil, gösterdiğimiz yanlarımızı kabul ederler. Sonunda, kabul edilen gerçek benliğimiz olmadığından, kendimizi de kabul edilmiş hissedemeyiz.
Sayfa 56
Eğer insanlar olumsuz duyguların evrensel olduğunu, reddedilme kaygılarının herkes tarafından yaşanmakta olduğunu ve bunun yalnızca yoğunluk derecesinin önemli olduğunu bilebilselerdi, bu tür duyguların üzerini fazlaca kapatmaz ve gereksiz bir suçluluğu da yaşamazlardı.
Sayfa 56
Çocuğun sevgi ihtiyacı sözcüklerle karşılanmaz. Bir insanı sevmek, onun gerçeklerini anlamayı çalışmayı da içerir.
Sayfa 43
Resim