Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dimetiltriptamin

Dimetiltriptamin
@dimetiltriptaminn
#81595494 Hiç insan, çok huzur. Geçmiş ile geleceğin bütünleştiği zaman, ŞİMDİ seni ne durdurabilir.
1925 okur puanı
Nisan 2019 tarihinde katıldı
Yaşamına lanet okumayan, çoğu kez kendi kendine insanların en mutsuzu olduğunu söylemeyen bir tek kişi bulursanız, beni, baş aşağı denize atın.
Reklam
Bu gülünç zayıflığımız belki en vazgeçilmez düşkünlüklerimizden biridir. Çünkü her zaman yere çalmak istediğimiz bir yükü, sürekli taşımaya çalışmaktan, varlığımızdan dehşete düştüğümüz halde, ona bağlanmaktan, kısacası bizi kemiren yılanı kalbimizi yiyinceye kadar okşamaktan daha budalaca bir şey olur mu?
Bir at arabası kadar sarsağım şu anda, afyon çekmiş gibi uykum var, her yanım öyle gerildi ki, acı nereden geliyor hissetmiyorum bile.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu şehrin içinden geçtiğim mezarlıklarından herhangi birinde, onlara kıyasla benden, bana kıyasla da onlardan daha gizemli biri var mıdır acaba?
Bir zamanlar, üzerinde ışık parladıkça dibe çökmüş hazinenin ve diğer batıkların göründükleri suyun dipsiz derinliklerine bakamam artık. Tek bir hareketle kitabın sonsuza dek kapanmasına karar verilmişti çünkü, oysa yalnızca bir sayfasını okumuştum daha.
Reklam
Gece vakti büyük bir şehre girdiğimde karanlıkta kümelenmiş bütün o evlerin her birinin içlerinde kendi sırlarını barındırdıklarını düşünürüm, her bir evin her bir odasında ayrı bir sır vardır ve bunların içlerinde çarpan her bir yürek de hemen yanı başındaki yüreğin bile bilmediği ayrı bir sır taşır içinde!
Her insanın bir diğeri için engin bir muamma oluşu, üzerine kafa yorulması gereken şaşırtıcı bir gerçektir.
"Gençlerin yüzü yaşlılarınkiyle aynıydı. Çocuklar acının ses verdiği birer cüce gibiydiler. Bir yanda açlık dumanı tütmeyen bacaların üstüne yuva yapmış, ekmeğin kırıntısı bile bulunmayan fırınları işgal etmişti. Bir yandan da kırbaç sesleri, süvariler, köylülerin başlarını eğerek bekledikleri efendileri ve açlık, işkence, ızdırabın dolu olduğu büyük şatolar. Açlıktan ölen insanların rastgele toprağa gömüldüğü, mezarların yerlerini belirlemek için tahta parçası bile bulunmadığı büyük bir yoksulluğun yaşandığı yıllardır."
"O günler en iyisiydi, ya da en kötüsüydü, akıl çağıydı ve aptallık çağıydı, inançlar zamanıydı ve inançsızlıklar zamanıydı."
"Toplumun kendini bir işe adayan kişileri nasıl suçladığını bilirsiniz."
Reklam
Öylesine uzun bir süredir sessizim ki, her şey içimden sel gibi kopup gelecek. Siz bunları anlatanın deli olduğunu, zırvaladığını sanıyorsunuz. Böylesine korkunç, iğrenç şeylerin olamayacağı kanısındasınız. Bu kadar korkunç şeyler gerçek olamaz, diyorsunuz. Ama lütfen. Bunları açık açık düşünmek, benim için hâlâ çok güç. Olmamış olsa bile, gene de gerçek!
Ne zaman düşüncelerimi geçmişe yöneltsem, orada gizlenmeye kalksam, yanı başımdaki korku, anılarımın arasından sızıveriyor.
Ben yanlarındayken nefret dolu sırlarını rahatça açığa vurabiliyor, konuşabiliyorlar. Çünkü benim sağır ve dilsiz olduğumu sanıyorlar. Yalnız onlar mı? Herkes beni sağır ve dilsiz bellemiş.
Yaşamımın rayından çıktığı ve inandığım her şeyin darmaduman olduğu bir ayın ardından, büyük ihtimalle, büyülü bir şeye son derece ihtiyaç duyuyordum.
Kendime dürüst olmam gerekirse (ve haydi yüzleşeyim, bu hususta kaybedecek neyim var?) daha en baştan birbirimiz için yaratılmadığımızı fark etmiştim.
1.243 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.