1 - Bulantı - Jean Paul Sartre
2 - Stalingrad - Antony Beevor
3 - Berlin'in Düşüşü - Antony Beevor
4 - Namusçular - Kemal Tahir
5 - Cinayet Fakültesi - Pınar Kür
Eylül ayına büyük filozof Jean Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli dev eseriyle başladım. Farklı zaman ve duygu halleriyle tekrar tekrar okunması gereken bir kitap. Her kütüphanede bulunmalı.
"Stalingrad" ve "Berlin'in Düşüşü" adlı iki şaheser kitabı arka arkaya okudum. Dünya tarihindeki en kanlı iki diktatörün merkeze alındığı yaşanmış en büyük savaşın anlatıldığı bu kitaplara neredeyse ayın üçte ikisini ayırdım. Okumanın uzun sürmesinin bir nedeni de zaman zaman internet aramaları yaparak kafada oluşan soru işaretlerini gidermek için verilen çabalardı. İkinci Dünya Savaşı okumalarına farklı kitaplarla devam edeceğim. Bu iki kitap da özellikle yakın tarihi merak edenlere önerilir.
Kemal Tahir'in bu romanında Anadolu'ya içeriden yani mapushaneden bir bakış var. Arka planda İkinci Dünya Savaşı yaşanırken savaşa girmemiş ülkemiz toplumundaki töreler, namus davaları, ağalık, şeyhlik, cehalet, din sömürüsü gibi konular nakış nakış işlenmiş. Kemal Tahir her yazdığı her zaman okunmalıdır.
Pınar Kür'ün "Cinayet Fakültesi" öylesine bir roman. Böyle bir isimden daha iyi bir roman beklerdim. D&R indiriminden almıştım. Kitap kitaptır diyerek okudum ama klasik bir şezlong romanı olduğu için öneremeyeceğim.
Edebiyat, şiir ve mizah dergileri, kitap ekleri derken Eylül ayını az kitapla ama yine de çok verimli geçirdiğime inanıyorum.
Sağlığımız ve huzurumuz yerinde olsun da hep böyle okuyalım ve paylaşalım.