Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

dağlardağlar

dağlardağlar
@diyal
İradenin üstün kuvvetine, bunun gayretle ve iyi bir terbiye yardımı ile elde edilebilmesinin mümkün olduğuna mı inanıyoruz? Bu takdirde hayatımızın planı şu olur; gayret, her gün biraz daha gayret ... Yavaş da olsa daima iyiliğe ve kemale doğru emin bir i lerleyiş.
Reklam
Daha iyi düşünürsek, iradeli olmak sadece maddi ve iç-timai manada bir muvaffakiyetin değil, mesut o lmanın bile temel şartıdır. İnsanların çoğu, b indiği eşeği unutup da kayboldu sanarak pazarda eşek arayan Nasrettin Hoca'ya benzerler. Onlar da saadetin kendi içlerinde olduğunu unutarak onu barlarda, kahvelerde ve eğlencelerde ararlar. Sen bu gaflete düşme ve inan ki, muvaffakiyetin sırrı gibi, saa-det kuşu da kendi içimizde ve içimizin en orijinal ve insani bir kudret kaynağı olan irademizin altından kafesi içindedir. Saadet, define gibi bir tesadüf k azması darbesiyle bulunuveren bir nimet değildir. O ne şanstır, ne mirastır,ne piyangodur, ne mevki ve servettir. Saadet, gayretle ve irademizin kuvvetiyle zaptedebileceğimiz bir kaledir.
dağlardağlar
@diyal·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Gazzâlî
GazzâlîHasan Aydın
9.5/10 · 10 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
%31 (25/80)
Gençlerle Başbaşa
Gençlerle BaşbaşaAli Fuad Başgil
8.7/10 · 15,7bin okunma
Reklam
Çünkü, saadet tamamıyla gönül işidir. Ve içimizdedir. Onu kendi içimizden başka bir yerde sanıp aramak ve saadeti sırf servet, iktidar ve şöhrette görmek çölde serabı su zannetmektir.
Servetin, iktidar ve şöhretin son haddine varmış nice insan vardır ki, içi daima saadet dünyasının hasretiyle yanıp tutuşur. Mükellef apartmanlarda, göz kamaştırıcı bir konfor ve lüks içinde yaşayan insanlar görürsün ki, bunların hepsini bir günlük saadetle değiştirmeye hazırdırlar.
Biliyorum ki,bir gencin beklediği ve bir gençten beklenen de muvaffak olmaktır.Yani mektep sır alarında ise iyi bir surette tahsilini bitirmek,hayata atılmış ise,cemiyet içinde umduğu ve layık o lduğu yeri almaktır.
Herkes sevilmek ve beğenilmek ister. Her insanın içinde önemli, özel ve müstesna sayılma ihtiyacı saklıdır. Bunun için ise gücü ele geçirmek ve onu elde tutmak gerekir. Insanın insana ettiği zulmün temelinde bu güç yarışını buluruz. Özgüvenimizi ve kendimize duyduğumuz saygıyı içsel kaynaklarımızdan değil de dışsal olandan devşirebileceğimiz öğretilmiştir bize. Ne kadar çok sahip olursak, o kadar değerli olacağımız formülü ezberletilmiştir. Ayakta durmak için güce ihtiyacımız vardır.
Aslolan güzelliktir ve kâinatı temâşâ eden kişi şerrin hayra, çirkinliğin de güzelliğe inkılâb edebileceğini fark eder. Bunun tersi de söz konusu olabilir; ama insana verilen görev. bozulmuş olanı onarmak, yıkılmış olanı yerine koymaktır.
Reklam
Takvim zamanı iletişim çağı'nda giderek daha hızlı akıyor. Bu hızlanmayla birlikte, unutkanlık da yaygınlaşıyor. İnsanlık, teknolojik araç gereçle zamanı hızlandırarak, bir zamansızlık ve ebediyet yanılsaması yaratmak istiyor. Hız, âdeta, zamanı israf ediyor. Tıp ölüme meydan okuyor, tele vizyon sürekli değişen imgelerle düşlerimizi târumâr ediyor, bütün bir kozmetik endüstrisi zamanı durdurma sapkınlığından ekmek yiyor.
Kutsal Kitap'taki bu hikayenin etkileyici yanı, kurallarını, hukukçuların, yasa koyucuların ya da yöneticilerin yapacağı gibi listelemek yerine, onlara neden ihtiyaç duyduğumuru tasvir eden çarpıcı bir hikayenin içine gömerek anlaşılmalannı kolaylaştırmasıdır.