Rastgele denk geldiğim bir filmde karakter laf arasında şu cümleyi kurmuştu:
"Daha önce inandığım değerlerinin kalıntıları arasında bir ışık arıyorum."
Hepimizin inandığı değerler var. Bunların birçoğunu yitirdik belki veya henüz başındayız. Umalım ki o değerlerimizi hiç kaybetmeyelim, kaybetsek de geri kazanalım. O ışığı yakalayalım.
Yaşanıp biten şeyler için üzülmenin anlamı yok.
Dünün geri gelmesini beklemene de hiç gerek yok.
Dün asla geri gelmeyecek. Yarın ise belirsiz.
Önemli olan:
Şu anını yaşaman ve sahibi olduğun şeylere sımsıkı sarılman.
Bak, bu yazıyı okuyana kadar bile hayatından on saniye gitti.
Zamanın en büyük servetin olsun.
Kime ayırdığına dikkat et.
Kiminle paylaştığına dikkat et.
O kadar çok hayal kırıklığına uğradım ki,artık umut etmek istemiyorum.En saf,en masum sandığımız kişiler bile binbir hesap içinde.Hem de kirli,kanlı hesaplar.En fenasına hazır olmak lazım.O zaman daha az mutsuz oluruz...
Nerden başlamalı unutmaya seni bilmem ki!
Senden başladım unutmaya kendimi..
Desem ki ; ne aşk, ne imkansızlık, ne ayrılık...
Olmak istemişte olamamış bir erik sancısı bizmkisi.
"Üstü bahar altı zemheri günler yaklaşıyor
Demiş miydim takvim yaprakları
Sonbahardan almış sarılığını
Baktıkça varıyor
Dün yankı
Bugün kader
Yarın sus ve pus"
#S.D.#
”Hayatta en adil dağıtılan nimet akıldır; çünkü hiç kimse ‘aklından şikâyetçi’ değildir. Nasıl olsun? Aklını beğenmemesi için aklının ötesini görmesi lazım."